Eski Mısır mitolojisinde, Horus’un gözü, tanrı Horus’un sol gözü olarak bilinir ve önemli bir sembolik anlam taşır. Bu göz genellikle “Horus’un Ay Gözü” olarak da adlandırılsa da günümüzde popüler olarak karşımıza ‘Ra’nın Gözü’ olarak çıkmaktadır. Güneş ve ay insanın üzerinde nöbet tutar ve eksik olmaz. Gece ve gündüz açık kalan bu göz kapanmaz. Bu nedenle de güneşle temsil edileb ‘Ra’nın Gözü’ olarak da ifade edilebilir ve iki temel anlamda kullanılır.
Manevi olarak, Horus’un gözü, vicdanın gözü olarak kabul edilir. İnsanın iç dünyasındaki niyetlerini ve yaşamdaki her davranışını gözlemlediği düşünülür. Hiçbir şey bu gözden kaçamaz; bu nedenle, insanoğlunun iç dünyasında her zaman adaletin sağlanacağına, vicdanın asla kapanmayacağına işaret eder. Bu yüzden Horus’un gözü, sembolik olarak merhametsiz bir yargıç olarak tasvir edilir, sürekli olarak açık kalan bir göz olarak betimlenir.
Güneşin ve ayın her ikisinin de asla eksik olmadığına, her zaman varlığını sürdürdüğüne atıfta bulunan sembolün bir başka hikayesi de, eski Mısır mitolojisine göre, Horus’un gözüne karşı çıkan Seth adındaki tanrı, nefsani arzuları ve kötülüğü temsil eder. Bu nedenle, Seth, Horus’un gözünü çıkarmaya çalışır. Ancak, Horus’un babası Osiris‘in müdahalesiyle göz tekrar ona verilmiştir ya da Osiris’in kullanımına bırakılmıştır.
Horus’un gözü ‘glifler’ denilen parçalardan oluşur. Altı parçanın yer aldığı Horus’un gözü, tanrının birliğini ve tekliğini matematiksel olarak gösteren bir sembol olarak kabul edilir. Bu sembol, bir bütünün sonsuzlukla bölündüğünü temsil eder. Matematiksel olarak, bir bütünün sonsuzlukla bölünmesi işlemi, sürekli olarak ikiye bölünme ve toplamda sonsuzluğa yaklaşma fikrini ifade eder. Bu sembol, bir bütünün hiçbir zaman tam olarak bire ulaşamayacağını, ancak mutlak bir birlik olduğunu vurgular.