Osmanlı İmparatorluğunda, kadının yeri dinsel ve geleneksel birçok neden yüzünden kısıtlı olmasına rağmen saray hayatında kadın, oldukça büyük bir yer almıştır. Güzellikleri kadar zekalarıyla da akıllarda iz bırakan bu muhteşem kadınlar kimdir?
HÜRREM SULTAN:
Hürrem sultan tepeden tırnağa kudret, tepeden tırnağa ihtişam!
Osmanlı İmparatorluğu’nun oncu padişahı I. Süleyman’ın nikahlı eşi olan Hürrem Sultan, aslen Ukrayna kökenlidir. İsminin bazı kaynaklarda, Roxlena olduğu da bilinir. Hürrem Sultan, cariye olarak girdiği haremde en çok dikkat çeken valide sultan olmuştur. Güler yüzlü oluşundan dolayı Hürrem ya da Hürrem şah ismini almış ve herkesi büyüleyen güzelliyle, Kanuni’nin gözdesi olmayı başarmıştır. 1521’de Şehzade Mehmed’i dünyaya getirdikten sonra haseki unvanını aldı. Hürrem Sultan’ın 1522’de Kanuni’den Mihrimah adında, kendisi kadar güzel bir kız çocuğu dünyaya getirdi. Daha sonra arka arkaya Abdullah, Selim, Bayezid ve Cihangir adında oğulları oldu. Bunlardan Abdullah küçük yaşta öldü. Kanuni’nin daha önceki hanımı ve en büyük şehzade Mustafa’nın annesi Mahi Devran Gülbahar Sultan ile Hürrem Sultan arasında şiddetli bir mücadele başlamış ve buna rağmen sarayın bu şiddetli kaosunda güçlü kalmayı başarabilmiştir. Hürrem Sultan 1558 yılında yaklaşık 52 yaşında hayata göz yummuştur.
NURBANU SULTAN:
Ömrü hayatı boyunca onun kadar güzel bir Sultana rastlanılmamış.
Osmanlı İmparator’unun en güçlü ve güzel kadınlarından biri olan Nurbanu Sultan, Venedikli asil bir ailenin kızı olarak doğmuştur. Doğum adı Cecilia Venier Baffo olarak da bilinir. Barbaros Hayrettin Paşa tarafından kaçırılan Nurbanu, Osmanlı Sarayına getirilmiş ve burada padişah Selim’in gözüne girdikten sonra, Şehzade Murat’ı dünyaya getirmiştir. Padişah Selim’in ölümünden sonra oğlu Murad’ı tahtı çıkarmayı başaran Valide Sultan Nurbanu, saltanatı döneminde, Osmanlı İmparatorluğu’nu yönetmeyi başarmış ve Venedik ile ilişkilerini kullanarak Osmanlı Venedik savaşını sona erdirdikten sonra barış antlaşması imzalatmıştır. Tarihe iz barakan bu başarılı ve güzel kadın 1583 yılında hayatını kaybetmiştir.
MİHRİMAH SULTAN:
Ayın ve güneşin sultanı yeryüzünün ışıltısı!
Mihrimah Sultan, Kanuni Sultan Süleyman’ın ve Hürrem Sultan’ın kızıdır. Asaletini ve gücünü babasının kanından alan cüretini ve zekasını ise annesinin sütünden alan Mihrimah, güneşin ve ayın sultanıdır.
Mihrimah, cihanın gelmiş geçmiş en güçlü en önemli Sultanlarından biridir. Hayatı ise 16. Yüzyılın ilk yarısına dayanır. Topkapı Sarayında doğan ve haremde çok iyi bir eğitim alan bu Sultan, Kur’an ilmi hâl, kıraat ve kitabet gibi temel derslerde başarılı olmuştur. 17 yaşına geldiğinde, Osmanlının en güçlü vezir-i azamı olan Rüstem Paşayla evlendirildi. Annesi öldükten sonra babasına annesinin oynadığı danışmanlık rolünü oynadı. Babası öldükten sonra yerine geçen erkek kardeşi II. Selim’in saltanatı boyunca da danışmanlığını sürdürdü. Anneleri Hürrem Sultan ölmüş olduğu için kardeşi için adeta bir valide sultan rolünü oynayan Mihrimah, güzelliği kadar güçlü oluşuyla da dikkatleri üstüne çekmiştir.
KÖSEM SULTAN:
Saraya geldiği ilk andan itibaren, zekasıyla dönemin padişahı I. Ahmed dahil olmak üzere herkesi etkisi altına almayı başarmıştı. Ona ay yüzlü anlamına gelen Mahpeyker adı I. Ahmet tarafından verilmişti.
Osmanlı tarihinde iki oğlunu tahta çıkarıp akabinde de torununun saltanatını gören tek Osmanlı sultanıdır. Ayrıca Osmanlı tarihinde katledilen tek valide sultan olma niteliğini taşımaktadır. Osmanlı hareminde kadın hakimiyetinin sembolü haline geldiği ve Haseki Hürrem Sultan’’la başlayan, popüler kültürde ve tarihi edebiyatta Kadınlar Saltanatı olarak adlandırılan dönemi zirveye ulaştırdığı kabul edilmektedir. Kösem Sultan, 1623 yılında Osmanlı devlet geleneğinde daha evvel hiç yaşanmamış bir şekilde saltanat naibi olarak devleti yönetmeye çalışmış, büyük ölçüde de başarılı olmuştur. Siyaset ve yönetim tarihleri içerisinde kadından söz edilirken akla gelen en büyük isimlerden biri olmayı başarmıştır. Ama ne yazık ki kaderi, kendisi kadar güzel olamamıştır….
SAFİYE SULTAN:
Osmanlı sarayında güzelliği, zekası ve politik etkisiyle tanınır Safiye Sultan.
16. ve 17. yüzyıllarda Safiye Sultan, Osmanlı İmparatorluğu’nun en etkili figürüydü. Kökeni Arnavut’a dayanan Safiye Sultan, III. Murad’ın eşi ve III. Mehmed’in annesi olarak bilinir. Safiye Sultan özellikle eşi III. Murad ve oğlu III. Mehmed’in hükümdarlık sürdüğü bu dönemde önemli bir siyasi güç olmasıyla öne çıkmıştır. Safiye Sultan’ın III. Murad ile evliliğinden sonra baş kadın olması, başta Nurbanu Valide Sultan olmak üzere diğer sultanları da rahatsız etti. Çünkü Safiye Sultan akıllı ve güzel bir kadındı. İstanbul’da kurulan yeni caminin mimarı Safiye Sultan, bu dönemin tarihine damga vuran isimlerdendir…
MAHİDEVRAN SULTAN:
Mahidevran, Osmanlı’nın en güçlü padişahı olan Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi ve en büyük oğlu Şehzade Mustafa’nın annesidir. Hayatı hem aşk hem de acıyla dolu Mahidevran’ın.
Kökeni Kırım ya da Arnavut bilenen Sultan’ın ilk adı Bosfor’dur. Sultan Süleyman ile Manisa Sarayı’nda tanışıp ilk çocukları olan Mustafa’yı dünyaya getirdikten sonra Kanuni Sultan Süleyman’ın ani şekilde tahta geçişi ile o ve Şehzade Mustafa’da İstanbul’daki saraya yerleşmişlerdir. Kanuni’nin 2. Eşi ise Hürrem Sultan olmuştur ve Mahidevran Sultan zaman içinde gözden düşmüştür. Tüm bunlar yaşanırken, taht sırası babasından sonra olan Mahidevran Sultan’ın oğlu Şehzade Mustafa talihsiz şekilde ölmüştür. Kanuni Kultan Süleyman, 1553 tarihinde oğlu Mustafa’yı kendisini tahttan indirmeyi planladığı rivayetiyle boğdurtmuştur.
Mahidevran, daha çok güzelliyle değil de yaşadığı acılar ile akıllarda kalmış diyebiliriz…