9 Mart 2024

Hangi beynini kullanıyorsun? “Yazıcıdan çıkan beynimi…!”

Bilim her geçen gün kendini ileriye doğru götürmeye devam ediyor. İnsanoğlunun ölümsüzlük arzusu, sonsuz yaşama ulaşmasının yollarını bilim ışığında aramasına vesile oluyor. Yapay bitkiler, yiyecekler, etler derken artık yapay organlar da yapılmaya başlandı.

Ölümsüzlük insanoğlunun yüzyıllardır ulaşmayı hedeflediği belki de dizginleyemediği en büyük arzusu. Binlerce yıl boyunca masallara, romanlara ve hatta filmlere konu olan ölümsüzlük hala sırrını koruyor. İnsanoğlunun yaşamdan bu kadar çok şikayet edip ölümsüzlüğe karşı güçlü bir tutku duyması çok büyük bir ikilem olsa da ölümsüzlük adına her geçen gün teknolojinin nimetlerinden faydalanılıyor.

Önce klonlama çalışmaları, sonra insansı robotlar, ardından yapay zeka ve çip organlar derken 3D yazıcıdan canlı doku örnekleriyle üretilen organlar bilim dünyasının ölümsüzlüğü bulmasına çok yaklaştığını gösteriyor. Teknoloji geliştikçe insan her geçen gün bir bilinmezi daha keşfediyor. Bilim insanları son teknolojik olan ürünlerden biri olan 3D yazıcılarda canlı hücreler kullanarak beyin üretmeyi başardılar. Farelerden alınan canlı hücrelerden gerçek beyin gibi davranan neronlara elektrik sinyalleri gönderilebilen beyin parçaları üretildi.

ORADAN BİR BEYİN ÇIKTISI ALACAKTIM

Wisconsin-Madison Üniversitesi’nden sinir bilimci Su-Chun Zhang ekibinin yaptığı araştırmada oluşturulan her birinin belirli oranlarına sahip çeşitli hücreleri basarak farklı yapılar oluşturdu. Örneğin bir yapı, nörotransmiterler adı verilen farklı türdeki sinyal moleküllerini kullanarak iletişim kuran inhibitör ve uyarıcı nöronları birleştirdi. Araştırmacılar daha sonra önemli bir destek hücresi türü olan astrositleri eklediler. Çoğu durumda, nöronlar elektrik sinyalleri üretiyordu ve astrositler, nörotransmiter glutamatı emerek işlerini yapıyorlardı; bu da beyindekilere benzer işlevsel bağlantılar kurduklarını gösteriyordu. Araştırmacılar beynin dış korteksinde ve daha derindeki striatumda görülen iki hücre tipini birleştirdiğinde, kortikal hücrelerin striatal hücrelere doğru uzanan projeksiyonları olduğunu ancak insan beyninde görüldüğü gibi tam tersinin olmadığını buldular. 3D yazıcıda geliştirilen beyin parçalarının gerçek beyin içerisindeki parçaları taklit ettiği ve aynı işlevsel özellikleri sergilediklerini gösterdi. Görünen o ki bir zamanlar basit çıktılar aldığımız yazıcılar şimdi bize organ çıktısı verecek.

ORGAN ÇIKTILARI NEYE YARAYACAK?

Bilim insanları çok kompleksli ve sırrı hala çözülemeyen beynin parçalarını üretip onları beyin gelişimi ve hastalıklarıyla ilgili çalışmaları geliştirebilmek için kullanmanın yanı sıra bu gibi tekniklerinin “biyomühendislik ürünü dokuyu hastalık modellemeyle daha uyumlu hale getirebileceği” öngörülüyor. Hatta araştırmacılar felç, nörodejenerasyon veya travmatik beyin hasarı nedeniyle beyin dokusunu kaybetmiş hastalara nakledilmeye uygun doku basmanın da yolunun açıldığını savunuyorlar.

BUGÜNÜN ARAŞTIRMALARI GELECEĞİN YAPI TAŞLARI

Ölümsüzlük! Tanrıya rakip olma arzusu mu, tanrı rolü oynama mı yoksa egosal tatmin mi? İnsanoğlunun ölümsüzlüğü bu kadar arzulamasının ve her geçen gün ölümsüzlüğe bu denli yaklaşmasının basit seçimlerden ibaret olduğu söylenebilir mi? Mr. Nobody filmini izleyenleriniz var mı bilmiyorum ama izlemediyseniz izlemenizi tavsiye ederim. Dünyada kalan tek ölümlü insanın hasta yatağında geçmişini sorgulamasını anlatıyor. Herkesin ölümsüz olarak devam ettiği yaşamlarında ölümlü olarak kalmayı seçen bir adamın son anlarında yaptığı geri dönüş yolculuğu bize hayatımızın seçimlerimizle şekillendiği yönünde önemli felsefi mesajlar veriyor. Peki, günümüzde insanlık için yaptığımız bu araştırmalar, gelişmeler filmlerde bile tahmin edilmemiş bir geleceğe hazırlıyorsa bizleri? Bugünün seçimleri, yarını ne yönde değiştirecek? Her şey bir bilinmezlik…