Onun hikayesi, sadece müzik dünyasını değil, aynı zamanda kültürel peyzajı da derinden etkiledi.
29 Ağustos 1958 tarihinde, Amerika’nın Indiana eyaletinde kalabalık bir aileye doğan Michael, her zaman zirvede yaşadığı kariyerini korumakla birlikte, sonu olmayan düşmanlığı da beraberinde getirdi.
Her ne kadar çocukluğunu yaşayamamış olmak hayatında büyük bir eksiklik oluştursa da, sadece döneminin değil, tüm zamanların efsane sanatçısı olarak adını tarihe altın harflerle yazdırdı.
Bir insanı sevmek ya da sevmemek kişisel bir tercih elbet. Ama Michael Jackson denildiğinde akan suların duruşu birçok şeyin ifade ediliş şekli gibi sanki…
Jackson yaşamı boyunca iki kere evlendi. İlk evliliğini 1994 ile 1996 arasında Elvis Presley‘in kızı Lisa Marie ile, ikinci evliliğini de Debbie Rowe ile 1996 ile 1999 arasında yaptı.
Yaşamı boyunca en çok fotoğrafı çekilen kişi unvanına sahip olması ve Guinness Rekorlar Kitabı‘nda adı en çok geçen sanatçı olması başarısını gözler önüne seriyor.
1990’ların sonunda Marvel Comics iflas başvurusunda bulunmuştu ve ünlü isim, Marvel’ı satın almak için harekete geçti. Bunu yapmasının ardındaki sebep ise kendisini bir süper kahraman rolüne sokabilme şansıydı.
Michael diğer kardeşlerine göre müziğe ilgi duymaya çok erken yaşlarda başladı. Özellikle solo performansları çok dikkat çekiyordu. 1979’da, ünlü şarkıcının ilk bağımsız solo albümü olan “Off the Wall”, Jones’un yapımcılığında Epic Records’tan çıktı.
1983’te Jackson’ın doktoru cildinin renginin değişmesine Vitiligo isimli bir hastalığın sebep olduğunu söylemişti. Fakat bu konuda ortaya atılan çok fazla teori mevcut.
Birçok insan Jackson’ın kendi ten renginden utandığı için özellikle böyle bir yola başvurduğunu iddia etse de, Jackson’ın ölümünden sonra yapılan otopside, Vitiligo hastalığına yakalandığı doğrulanmıştı.
2008’in Şubat ayında Thriller albümünün 25. yılı şerefine Thriller 25’i yayınladı. Thriller 25, Amerika’da 2, Birleşik Krallık’ta 3. sıraya ulaştı.
Konserleri en kalabalık sanatçıların başında gelen yıldız isim, 20 milyona yakın bir izleyici ile tüm zamanların en kalabalık konserini verdi.
Türkiye konserini ise 48 bin kişi izledi.
27 Ocak 1984’te çektiği bir reklam filmi sırasında Jackson’ın saçı alev aldı ve Kaliforniya’daki Brotman Tıp Merkezi’nde rinoplasti ameliyatı geçirdi.
Ameliyat sonrasında ise iyi niyetinin bir göstergesi olarak hastaneye 1.5 milyon dolar bağışladı. Bu jestine teşekkür olarak da tıp merkezi, yanık bölümüne “Michael Jackson Merkezi” adını verdi.
Jackson’ın dans figürlerinin kesinlikle eşi benzeri yoktu. Öyle ki günümüzde bile hala insanlar bu figürleri kendi sahne performanslarında sergiliyor.
Yerçekimine karşı koyan sembolik figürü moonwalk, ünlü yıldızın imzası hâline gelmişti.
25 Haziran 2009’da, doktoru Conrad Murray tarafından uykusuna yardımcı olması için verilen sakinleştirici sonucu 50 yaşında kalp durmasıyla yaşamını yitirdi.
Doktoru Murray cinayet suçlamasından 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
“Ölenler ölümü bilmez, ölüm kalanlar içindir.”
Müzik dünyasının yıldız ismi Michael Jackson gerçekten öldü mü? Ne dersiniz?
