Geçmişten beri zeka biz insanlar için oldukça önemli olmuştur. Bir bebekte bile yaptığı en ufak hareketten ‘zeki olacak bu çocuk’ gibi çıkarımlarla bu serüven başlar. Daha bu kıyaslamanın anaokulu var, ilkokulu, ortaokulu var. Liseden hemen önce, hayatımız için olmazsa olmaz olduğu bir kaç yıl öncesinden söylenmeye başlanılan liseye geçiş sınavları var. Ee tamam lise bitti bir de üniversite var…
Bir noktadan sonra yaşlı tonton biri olduğumuzda da akıl danışacak insan olarak belirlendiğimiz bir süreç de var. Yani doğduktan öldüğümüz ana kadar aklımızla yaşıyoruz. Şimdi bu özelliklere değineceksek, kendi kendine sıklıkla konuşan insanlara deli dememekle başlayalım. Bir noktada ego gibi gelebilir ama bunun nedeni konuşacak insan bulamamak sanırım 😀
Çok ince bir espri anlayışları vardır. Mizah onlar için ince bir iştir ve ayrıca gözlem yetenekleri de kuvvetlidir. Dinlemeyi bilen bir yapıları vardır yani iyi bir inleyici ve artı olarak algılayıcılardır. İletişime kendilerini kapatmazlar yani trip atma, gaslighting ya da ghosting insanı değillerdir haberiniz olsun. Fakat bu durum yalnızlığı sevmeleriyle kesinlikle bağlantılı değildir. Yalnız kalıp kendileriyle vakit geçirmeyi severler.
İkinci, üçüncü, dördüncü… planları vardır. Bir durum ya da bir olay konusunda tek bir yol düşünmezler ve bunlar kesinlikle baştan savma işler değildir. Planları olduğu gibi bağımlılıkları da vardır. Bu koleksiyon yapmak ya da alışkanlık edinmek olabilir.
Belli başlı ortak özellik olarak bu şekilde anlatabilirim. Bir kendimi de yoklayacağım hatta bu IQ testlerine de bir göz atılabilir. Gerçekçi bir sonuç elde edilecekse denemeye değer.