Yatırım ve finans söz konusu olduğunda, her şeyin tabloda kâr işareti yapan grafiklerle ölçümlendiği yıllar geride kaldı. Artık şirketlerin dikkat ettiği çok daha önemli faktörler var. Bunların başında ise Çevresel, Sosyal ve Yönetişim kriterleri olarak nitelendirilen “ESG” geliyor.
ESG faktörleri; yatırımcılar için yatırım yapmayı düşündükleri şirketlere dair daha objektif değerlendirmeler yapmaları için önemli bir kriterdir. Bu kriterler ışığında değerlendirmeler yapan varlık ve servet yöneticileri; finansal sağlamlıklarının yanı sıra çevreye duyarlı, sosyal katkıyı gözeten ve iyi yönetilen şirketleri seçme konusunda reaksiyon gösteriyor.
Yeşil yatırımın gizli dünyası ESG’yi keşfetmeye hazırsanız, başlayalım!
ESG NEDİR?
Çevresel Kriterler
ESG’nin çevresel bileşenleri, bir şirketin doğal çevreyi koruma konusunda sergilediği performansın analiz edilmesini sağlar. Bu bileşenler iklim değişikliğiyle ilgili risklere yaklaşım, bu konudaki fırsatların değerlendirilmesi, kirlilik ve atık yönetimi, biyoçeşitliliğin korunması gibi önemli başlıklara sahiptir.
Sosyal Kriterler
Sosyal kriterler ise bir işletmenin çalışanları, müşterileri, tedarikçileri ve faaliyet gösterdiği topluluklar ile olan ilişkilerini yönetme kabiliyetinin değerlendirildiği bölümdür. İş ilişkileri, insan haklarına yaklaşım, tüketici haklarına saygı, şirketin toplumsal faydaları gibi başlıklar bu kriterler arasında yer alır.
Yönetişim Kriterleri
İşletmenin yönlendirilme ve kontrol edilme dinamiklerini kapsayan bu kurallar dizisi ise şirketteki uygulamaları ve bütün süreçleri kapsar. Yönetim kurulu uygulamaları, yönetim politikaları, üst düzey yöneticilerin ücret dengesi, iç ve dış denetimler ile hissedar hakları bu kriterler arasında önemli başlıklardır.
VARLIK VE SERVET YÖNETİMİNDE ESG’NİN YÜKSELİŞİ
Bir süredir yatırımcılar, şirketlerin performanslarını ve risk profilini incelerken ESG faktörlerinin önemli birer değerlendirme kriteri olduğunun farkına vardı. Dolayısıyla pek çok farklı yatırım platformunda analiz ve karar süreçlerinde ESG kriterlerinin dahil olduğunu görmeye başladık. Fakat bu konuda inceleme yaparken, kriterlerin değerlendirilmesi için önem taşıyan bazı başlıklara dikkat etmek gerekiyor.
Risk yönetimi: Operasyonel mükemmellik ve risk yönetimi için ESG faktörlerinin önemli olduğunu ifade edebiliriz. Risk yönetimini dikkate almayan işletmelerin ileride ciddi yaptırımlar, itibar kaybı ve süreç kesintileriyle yüz yüze kalabileceğini düşünürsek özellikle yönetişim kriterlerinde eksiklik olduğunu varsayabiliriz.
Performans: ESG’yi baz alarak güçlü uygulamalar ortaya koyabilen işletmelerin uzun vadede sektörel bazda daha sürdürülebilir hamleler yapabileceğini düşünmememiz için hiçbir neden yok. Çünkü bu kriterleri doğru olarak uygulamak, işletmelerin performanslarını iyileştirecek sonuçları kaçınılmaz hâle getirecektir.
Yasal süreçler: Global olarak düzenleyici kurumlar veya yerel hükümetler, pek çok ülkede işletmelerin ESG kriterlerine dair açıklamalarını dolaylı uygulamalarla zorunlu hâle getiriyor. Yatırım süreçlerinde, yasal prosedürlere uygunluğu incelemek de ESG kriterlerinin değerlendirildiği yeni bir perspektifi yatırımcılara kazandırıyor.
ESG ENTEGRASYON STRATEJİLERİ
Yatırım süreçlerine ESG faktörlerini dahil etmek isteyen varlık ve servet yöneticilerinin başvurabileceği bazı metotlar var. Bu stratejilere başvurarak, yatırım sürecindeki efor kaybını minimuma indirmek mümkün.
Negatif Tarama: Belirli ESG kriterlerini karşılamayan şirketler veya endüstrilerden tamamen kaçınmak.
Pozitif Tarama: Güçlü ESG uygulamalarına sahip şirketleri aktif olarak aramak ve o şirketlerle işbirliği yapan işletmeleri de mercek altına almak.
Tematik Yatırım: ESG bakımından uzun vadeli bir performans anlamına gelen temiz enerji gibi eğilimleri ön plana alan muhtemel yatırımlara odaklanmak.
Katılım ve Oylama: Hissedar pozisyonunda olduğu şirketler için, süreçleri iyileştirmek adına ESG kriterlerinin uygulanmasını teşvik etmek.
ZORLUKLAR VE DÜŞÜNÜLMESİ GEREKENLER
Elbette her şey çok kolay değil. ESG entegrasyonu için çaba sarf eden varlık ve servet yöneticilerinin karşılaşabileceği potansiyel zorluklar da var.
Veri Kalitesi ve Erişilebilirlik: Güvenilir ve tutarlı ESG verileri bulmak şimdilik zor olabilir. Dolayısıyla işletmeler arasında kıyaslamalı analiz yapmak ve daha bilinçli kararlar almak her zaman mümkün olmayabiliyor.
Sektörel Tanımlama: ESG kriterlerinin yatırım performansında ideal olarak sonuç vereceği sektörleri ve endüstrileri bulmak, doğru tanımlamak çok kolay değil. Özellikle ESG kriterlerinin yeni uygulanmaya başlandığı sektörlerde geniş ölçekli taramalarda yüksek başarı oranı yakalamak neredeyse imkansız.
Bütün zorluklarına rağmen, özellikle dünyanın geleceğini düşünerek adım atmayı tercih eden yatırımcılar ve işletmelerin gelecekte sektör ve finans olarak rakiplerinden çok daha ileride olacağını düşünmememiz için hiçbir neden yok.