O tam bir Z kuşağı… Henüz genç yaşında müzik dünyasında fırtınalar estirmeyi başardı. Dahası Billie Eilish, X kuşağında görmeye alıştığımız ilham verici ve dönüştürücü bir yanıyla adından çokça söz ettiren bir sanatçı.
18 Aralık 2001’de Los Angeles’ta doğdu. (Yay burcunun tüm öğretici ve geliştirici yanlarını taşıyor olmasına şaşırmamalı 🙂 ) Sanatçı bir ailede büyüyen Billie müzikle iç içe bir çocukluk dönemi geçirdi. Kardeşi Finneas O’Connell ile birlikte yazdığı ve kaydettiği şarkılarla bir anda müzik severlerin dikkatini çekti. Henüz 14 yaşındayken yayınladığı “Ocean Eyes” adlı şarkısı internet üzerinden tüm dünyaya yayıldı ve bir anda parlayan yıldızlar arasında yer aldı. O yaşlarda bizde patlamış olsaydı kesin adının önüne ‘Küçük’ ibaresi konulur ve ‘Küçük Billie’ diye popülerleştirilirdi. Neyse ki şanslıymış.
BİR NESLİN SESİ
Billie, Z kuşağı olmasının hakkını yaptığı müzikle sonuna kadar veriyor. Müziklerinde Z kuşağının duygusal ve psikolojik durumunu yansıtan derin ve karanlık temaları barındırıyor. Ancak başarısı bu temalara bağlı değil. Onu başarılı yapan kullandığı temalar dışında müziğindeki samimiyet ve yenilikçilikten geliyor. “Bad Guy” ve “When All Fall Asleep, Wher Do We Go?” gibi albümleri, bu zamana kadarki klasik pop kalıplarını yıktı ve bence özgün bir tarz yarattı. Gerçi bu konuda birçok eleştirmen de benimle aynı fikirde. Onun özgünlüğü bambaşka bir şey…
MODASIYLA DA GÜNDEMDE
Öte yandan Billie sadece müziği ile ön planda da değil. Daha doğrusu gençler onu sadece müziği için de takip etmiyor. Giydiği kıyafetleriyle de modada adeta bir ikon haline geldi. Sıkça kullandığı geniş ve rahat kıyafetleri, onun tarzını, kimliğini, kişisel alanını koruma çabası aslında. Bu da gençlerin kendilerini oldukları gibi kabul etmeleri yönünde istemli ya da istem dışı bir yön veriyor.
SIKINTILARINI PAYLAŞIYOR
Billie, kendisinden önceki kuşaklarının sanatçılarının aksine sıkıntılarını, rahatsızlıklarını açıkça dile getirebiliyor ve bunları sık sık her yerde paylaşıyor. Depresyon ve anksiyete ile mücadelesini açıkça paylaşarak bu tür konuların konuşulabilir olduğunu vurguluyor ve gençlere de bu anlamda yol gösteriyor. Billie’ye göre yardım aramak acizlik değil, bir güç belirtisi çünkü. Billie’nin bu tavrı gençlerin de bu tür rahatsızlıklar konusundaki tabularını kırmasını sağlıyor. Çünkü güç neredeyse Z kuşağı da orada…