27 Mart 2024

İngiltere ve ABD bunu tartışıyor: Çaya tuz atılır mı?

Keşifler ve göçler kültürlerin tarih boyunca birbirleriyle harmanlanmasına vesile oldu. Uzak Doğu'nun ayrılmaz parçası çaya İngilizler ve Amerikalılar daha da çok sahip çıkıyor. Hatta son araştırmalardan sonra çay dünyasında ufak çapta bir savaş çıktı denilebilir.

Efsaneye göre milattan önceki yıllarda, Çin’in ilk imparatorlarından Shen Yung, çay ağacının yanında otururken elinde tuttuğu sıcak su dolu fincana çay yaprakları düşer ve imparator o günden sonra tadını çok sevdiği için hep o çaylı suyu içer. İmparatorun tesadüfen keşfettiği çay; yüzyıllar boyunca tedavi amaçlı kullanılırken, Çin’in ticareti büyütmesiyle önce Japonya ardından da Avrupa’ya yayılır.

İlk olarak Hollandalı tüccarlar sayesinde 1500’lü yıllarda Avrupa’ya giren çay, daha sonra yine Hollandalı tüccar Peter Stuyvesan sayesinde bugün New York olarak anılan ama o zamanlarda New Amsterdam olarak bilinen ABD’ye de giriş yapar.

Çayın İngiltere macerası ise gelin çeyizi olarak ülkeye giriş yapmasıyla başlar. 1662’de İngiliz Kralı 2. Charles ile evlenen Portekiz Kralı 4.  John’un kızı Catherine, İngiltere’ye gelirken çeyizinde bir miktar da çay getirir. Aslında o yıllarda piyasada çay bulunuyordu ama keyfi olarak değil; çok pahalı bir ilaç olarak satılıyor. Bir lezzet seremonisine dönüşüp yaygınlaşması Catherine’in eşini etkilemek için çayı kullanmasıyla başlıyor.

SIRF KIRILMASINLAR DİYE…

Çin’de çay, kulpsuz porselen kaselerde içilirken, İngilizler kulp ekledikleri porselenleri tercih eder. Hem pahalı olması hem de yapıları gereği çok sıcakta çatlamaya meyilli olan porselenleri uzun süre kullanabilmek için de çaya süt eklemeye başlarlar. İngilizlerin sütlü çay geleneği de böylelikle başlar.

Çayın sütlü içilmesinin bir nedeni de sütün İngiltere’de kullanılan sert Seylan Çayı’nın tadını yumuşatması. Hatta öyle ki, İngilizler, İngiliz Standartları Enstitüsü tarafından belirlenen ‘Çay Standartları’nı madde madde takip edip çayı öyle tüketiyorlar.

TUZ ŞEKERE KARŞI!

Amerikalı bir kimya profesörü 3 yıllık bir araştırmasının sonuçlarını yayınladı. Araştırmasında çayın nasıl lezzetli hale getirilebileceğini anlatan profesör, içeceğin acı tadını azaltmak için tuza ihtiyaç duyulduğunu belirterek, “Az miktarda tuz, siyah çayın acı tadının önüne geçebilir.” şeklinde demeç yayımlayınca sosyal medyada İngiliz ve Amerikalı çay severler birbirine girdi. Ortalık o kadar çok karıştı ki İngiltere’deki ABD Büyükelçiliği bir yazı yayımladı.

Büyükelçilik yazısında, “Çay, dostluğun iksiri ve iki ülkeyi birbirine bağlayan kutsal bir bağdır. Böyle şok edici tavsiyelerin özel ilişkimizi tehdit etmesine seyirci kalamayız ve izin veremeyiz. Çayları ‘mikrodalgada’ uygun bir şekilde yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı ve İngilizler arasında ‘anlaşılmaz Amerikan alışkanlıkları’ olarak değerlendirilen açıklamasıyla bu olayı sonlandırdı.

İNGİLİZ KABİNESİ DE DEVREYE GİRDİ!

Fakat tartışma bitmedi. İngiliz Kabine Ofisi de bir yazı yayımlayarak “Birleşik Krallık’taki ABD Büyükelçiliği’yle olan ilişkiyi takdir ediyoruz, ancak bunu tamamen çürütmekten başka seçeneğimiz yok. Çay yalnızca su ısıtıcısı (mikrodalga fırın değil) kullanılarak yapılabilir.” diyerek net pozisyonunu dile getirdi. Ayrıca Washington’daki İngiliz Büyükelçiliği de ‘Çay nasıl yapılır?’ konulu bir video hazırlayıp paylaştı.

Fotoğraf: SBS.News.Korea