Brexit, Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılma sürecinin ismiydi. Bu süreç sadece Birleşik Krallık için değil, tüm Avrupa için de önemli değişiklikler vadeden tarihi bir olaydı. Yıllar süren tartışmalar ve müzakereler sonucunda alınan bu kararın altında halkın da talebi yer alıyordu. Çünkü 2016 yılında yapılan oylamada Birleşik Krallık vatandaşlarının %52’si ayrılma yönünde oy kullanmıştı. Fakat bu oylama, nihai bir kararın yanı sıra Brexit’in gerçek etkileri ve sonuçları üzerine tartışmaların yaşanacağı yeni bir dönemin de başlangıcıydı.
23 Haziran 2016 tarihinde gerçekleşen bu referandum, 29 Mart 2017 tarihinde kesin sonuç olarak bildirilmiş ve 31 Ocak 2020 tarihinde Brexit gerçekleşmişti. Peki, o günden bugüne neler oldu?
BELİRSİZ SÜREÇ UMUT KIRICIYDI
Brexit’in ardından Birleşik Krallık için yeni bir dönem başladı. Ülke, uluslararası ticarette yeni anlaşmalar yapma ve göç politikalarını yeniden şekillendirme özgürlüğü kazandı. Fakat bu değişiklikler nasıl uygulanacaktı ve Birleşik Krallık’ın ekonomisi üzerinde nasıl etkiler yaratacaktı? Bütün bunlar uzun bir süre belirsizliğini korudu. İş dünyası ve vatandaşlar için bir diğer boyut ise AB ülkeleri ile olan ticari anlaşmaların yeniden düzenlenmesi süreciydi. Oldukça sancılı, uzun ve belirsizliklerle dolu bir süreçti.
Bütün bu süreç şekillendikçe İngiliz halkının Brexit kararına bakışı da değişiklik göstermeye başladı. Bazıları Brexit’in ülkelerinin kendi kaderlerini tayin ederek küresel arenada bağımsız bir rol oynama fırsatı olduğunu savunurken bazı İngilizler de ekonomik belirsizlikler ve uluslararası ilişkilerde yaşanan zorluklar nedeniyle Brexit’i “hayal kırıcı” olarak nitelendirmeye başladı. Anketler, halkın bir kısmının Brexit kararından hâlâ memnun olduğunu gösterse de önemli bir kesim pişman görünüyor.
BREXİT SONRASI GERÇEKLER
Brexit sonrasında İngilizlerin yüzleşmek zorunda kaldığı gerçeklerin bir kısmı şöyle özetlenebilir:
– Ekonomik zorluklar: Ticari engeller ve göçmenlik kısıtlamaları, işletmeler için ticaret ve iş gücü arzında kesintilere yol açtı.
– Politik çekişmeler: Kuzey İrlanda’nın ticaret düzenlemeleri, Birleşik Krallık için iç ve dış anlaşmazlıklara neden oldu.
– İş gücünde azalma: Serbest dolaşımın sona ermesi, özellikle mevsimlik işçilerde azalmaya sebep oldu. Bu da tarımı doğrudan etkiledi ve ciddi bir yiyecek sorunu baş gösterdi.
– Enflasyonda yükselme: Kısmen Brexit’ten kaynaklanan tedarik zinciri sorunları, Birleşik Krallık’ın yüksek enflasyon oranlarıyla yüz yüze gelmesine sebep oldu.
Bütün bunların yanı sıra Brexit’in bazı olumlu sonuçları da var elbette.
İlk olarak Birleşik Krallık, gerçekten de öngörüldüğü gibi bağımsız ticari anlaşmalar müzakere etme ve kendi politikalarını belirleme gibi konularda özerklik elde etti.
AB normlarından uzaklaşan Birleşik Krallık’ın düzenleyicilik açısından farklılaşma potansiyeli oldukça güçlü, ancak bunun henüz tam olarak gerçekleştiğini söyleyemeyiz.
Brexit’in uzun vadeli etkileri ve Birleşik Krallık’ın geleceği üzerindeki önemi konusunda hâlâ bir belirsizlik hakim. Bazı ekonomistler ve politika uzmanları, Brexit’in Birleşik Krallık ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin zamanla azalacağını ve ülkenin yeni ticaret anlaşmaları ile bu durumu lehine çevirebileceğini öne sürüyor. Ancak bazı uzmanlar özellikle finans ve hizmet sektörlerindeki kayıpların uzun süreli olabileceği konusunda uyarılar yapıyor. Özellikle genç nesiller ve iş dünyası temsilcileri, serbest dolaşımın sona ermesi ve AB ile olan serbest ticaretin kısıtlanması nedeniyle geleceğe dair kaygılarını dile getirmeyi bir an olsun bırakmış değil.
Şu an için Brexit sonrası dönem hem umutları hem de endişeleri barındıran karmaşık bir tabloya sahip. Birleşik Krallık halkı, Brexit’in getirdiği değişikliklerle yaşamaya ve uyum sağlamaya çalışırken hükümet ve politika yapıcılar da bu yeni dönemin zorluklarıyla başa çıkmak için çözümler aramaya devam ediyor.
Önümüzdeki yıllarda Brexit’in etkileri daha net bir şekilde ortaya çıkacak, Birleşik Krallık’ın Avrupa ve dünya sahnesindeki yeni rolü daha iyi anlaşılacak.