25 Mart 2024

Birçok yapımda imzaları var: Onların işi yeni diller yaratmak!

Her bölümünü merakla izlediğimiz iddialı yapımlarda kullanılan fantastik diller nasıl oluşturuluyor? Bu dilleri kim geliştiriyor? Biz merak ettik, sizler için araştırdık. İşte muhteşem dilbilimci çift Peterson'lar...

Çok konuşulan fantastik dizi ve filmlerde yer alan büyülü dillerin yaratıcılarının kim olduğu ve dilleri nasıl geliştirdikleri merak konusu. İlk olarak 1985 yılında hayatımıza giren ‘Yıldız Savaşları'(Star Trek) filmiyle aralanan dil dünyasının kapılarını açan muhteşem çift David ve Jessie Peterson’un yeni bir dil oluşturma yolculuğuna değinelim istedik.

Bugün bile üzerinde hala konuşulan yapımlardan olan “Game of Thrones”taki Dothraki ve Valyrian’dan “Dune”daki Chakobsa çölleri diline kadar, Amerikalı çift David ve Jessie Peterson çok sayıda hayali dil tasarlamakla ünlendiler. Bu muhteşem ikili dünya dillerine göre dizi, film ve kitaplar için fantezi gramer ve kelime dağarcığı oluşturarak geçimlerini sağlayan çift olmakla ünlerine ün katıyorlar.

“Game of Thrones” senaryolarından alınan “Sen benim son dostumsun, kanımdan akan kan” gibi ölümsüz satırlar, orijinal Dothraki topraklarında söylendiğinde izleyicileri, serinin fantastik dünyasının derinliklerine sürüklüyor; “Yer athzalar nakhoki anni, zhey qoy tamam.”

Dune’da, Fremen savaş savaşçıları Chakobsa dillerinde “r” harfini yuvarlıyorlar. Bu isim, yazar Frank Herbert’e orijinal “Dune” kitap serisini yazarken ilham veren gerçek bir antik avcı çağından geliyor. Ancak Herbert ve Game of Thrones roman yazarı George RR Martin, sayfalarında bu fantastik dillerden yalnızca birkaç kelimeye yer verdi. Peterson çifti dilin tamamını romanın beyaz perdeye uyarlanacağını öğrendiklerinde geliştirdiler.

David Peterson, “Diller eğlenceli olabilir. Çoğu zaman dillerin çok ciddiye alındığını düşünüyorum” diye konuşarak aslında dil yaratmanın sanıldığından daha önemsiz olduğunu vurguluyor. Dil yaratıcılıklarının filmlerde kullanılması, Marc Okrand’ın “Star Trek”te bu uzaylı türü için Klingonca‘yı yarattığı en az 1985 yılına kadar uzanıyor. O günden bu yana çok sayıda fantastik dizi ve film için dil yarattılar.

Game Of The Thrones dizisi için 2009 yılında yapılan dil yarışmasına katılan eğitimli bir dilbilimci olan David Peterson, yarışmayı kazanarak Dothraki şehri sakinleri için dil geliştirme sürecine başladı.

Fransa’nın Lille şehrinde düzenlenen televizyon dizileri festivalinde konuşan Peterson çifti, karakterlerinin ortamını, geçmişlerini ve tercih ettikleri şeyleri tartışarak dilleri nasıl tasarladıklarını anlattı. David Peterson, buradan yola çıkıp “tahminlerde bulunuyoruz” dedi. Örneğin Pixar’ın “Elemental” adlı çizgi filmi için sesi ateşe benzeyen bir dil icat etmekle görevli Jessie Peterson, patlama ve kibrit gibi bir dizi sesten kelimeler oluşturdu.

Bir dil yaratmak, yalan uydurmaktan çok daha fazlası anlamına gelebiliyor. Çift, dil oluşum sürecinde dili konuşacak karakterlerin cinsiyetleri ve zamanları da dahil olmak üzere bir çok ayrıntıyı hesaba katarak yeni bir dil oluşturuyor. Müzik aşığı David Peterson dilin nasıl ses çıkardığı üzerinde çalışırken Jessie Peterson kelime dağarcığını geliştiriyor.

 

İkili harfler oluşturmak için görseller ve semboller kullanılarak yazılan mesajlar için dile uygun alfabeler oluşturmayı da unutmuyor. David Peterson bu süreci beş bin yıl önce yazının icadına benzetiyor. Çift ayrıca Youtube kanalları “LangTime Studio”da, “conlangs” (yapılandırılmış diller) olarak hayranları için yaklaşık 600 bölümlük videolarında dil oluşturma süreçlerini anlatıyorlar.

Son günlerde yapay zeka işleminin bir çok alanda kolaylık sağlaması ve bir çok mesleği ele geçirme korkusu çifti endişelendirmiyor. Çünkü David Peterson, “Yapay zekayı aslında küçük miktarda şeyler üretecek şekilde eğitmek daha fazla iş gerektirir. Bu zamanı kendi başınıza dili oluşturmak için kullanabilirsiniz” diyor. Eşi Jessie Peterson da aynı fikirde; “Yapay zekayla dil oluşturmak, dilin güzelliğini, niteliklerini insan varlığı üzerinden ve insanı da dil üzerinden çıkartma anlamına geliyor. Bunu istemem için hiçbir neden yok” diyor.