9 Mayıs 2024

Bir hayal daha gerçekleşmeden suya düştü: Ah o tırtıllar!

Hayal kurmak insanı geleceğe daha umutla baktıran bir özellik. Bazen hayaller de suya düşer, gerçeklerin acımasızlığı yüzünden. Bugün bir gerçekle bir hayali söndürmenin üzüntüsüyle ama bir o kadar da amacımızın öğretmek olduğunun vermiş olduğu güvenle sizleri haberimizi okumaya davet ediyoruz...

Çocuklukta başlarız ilk hayal kurmaya… Kızların bebekleri, oyun evleri, erkeklerin arabaları, minik robotları… Hoş şimdiki nesil için o kadar çok alternatif ve çeşitlilik var ki, hayal güçleri dört koldan hunharca besleniyor. Şu an kaçımız çocuklukta kurduğumuz hayaller kadar hayal kurabiliyoruz ya da kaçımız kurduğu hayalleri bir bir gerçekleştirmek için çabalayabiliyor? Zaman ilerledikçe hayal kurma yeteneğimiz de kayboluyor. Sanırım en şanslılar bilim insanları, mucitler ve sanatçılar… Hayallerinin götürdükleri yönde hiç durmadan ilerleyip her gerçekleştirdikleri hayal sonrasında pes etmeden başka hayaller peşine düşüyorlar. Onlar için hayal kurmak bir nevi kendilerini bulmak gibi bir şey.

ASLI MI, ASTARI MI?

Son günlerde sosyal platformlarda sık sık dönem dünyada hayal kurabilen iki canlıdan bahseden paylaşımlar gözümüzü tırmaladı. Sözüm ona dünyada hayal kurabilen birinci canlı insanken, diğeri de tırtılmış. Biz demiyoruz, ilgi çekmek adına, etkileşim kasmak adına içerik paylaşanlar diyor bunu. Haliyle bu içerikler gözümüze peş peşe çarpınca nedir bu olay bir aslını astarını öğrenelim dedik. Eee, ne demişler, ‘hayal kur ama gerçeği de unutma!’

‘HAYALİMDİ!’

Evet, insanoğlu bugün bu noktaya gelebildiyse kurduğu hayalleri sayesinde geldi. Bugün bir sanatçıya, bir bilim insanına ya da bir siyasetçiye bile, ‘Bu noktaya gelebileceğinizi hayal ediyor muydunuz?’ diye soru sorduğumuzda kimisi ‘Evet, hep hayalimdi’ derken kimisi de, ‘Bu noktaya gelebileceğimi hiç hayal etmemiştim. Şu an hayallerimin de çok ötesindeyim’ yanıtı verir. Bir zamanlar sevgilisinin sesinin hayaliyle yanıp tutuşan Alexander Graham Bell‘de bu hayali sayesinde telefonu icat etmedi mi? Ya da bugün milyonlarca yapıma imza atan Disney şirketinin kurucusu Walt Disney, “Bugün her şey bir hayal ve fare üzerine başladı” diyerek Disney’i nasıl kurduğunu yıllarca anlatmadı mı? İnsanoğlu eğer hayal kurmayı keşfetmeseydi büyük ihtimalle bu yüzyılda bile neandertaller gibi yaşamımızı sürdürürdük.

IMAGINAL CELL DE NE?

Gelelim tırtıllara, kimine göre iğrenç ama kimine göre de sevimli minik canlılara… Tırtıllar, belirli gelişim süreçleri içerisinde belirli genlerin etkisinde farklı özellikler geliştirirler. Bu genler tırtılların yaşam döngüsü boyunca farklı fizyolojik ve davranışsal özellikler göstermelerini sağlar. Tırtıllarda özellikle kelebeğe dönüşüm sürecinde ‘İmajinal cell’ hücreleri çok yoğun bir şekilde oluşmaya başlar. Ama ne yazık ki, İmaginal cell hücrelerini sosyal medyada içerik üreten kişiler, hayalci bir yaklaşımla araştırma eylemine geçmedikleri için bu hücre türünü hayalci gen olarak önümüze sürüyorlar.

BU HÜCRELER ÇOK MU SALDIRGAN?

İmaginal cell hücreleri özellikle böceklerin metamorfoz sürecinde önemli bir rol oynar. Örneğin, bir tırtıl kelebek olmaya hazırlanırken imaginal hücreler zaten tırtılın içinde bulunduklarından tırtılın kelebeğe dönüşmesi için adeta çoğalıp birleşirler. Yetişkin bir kelebeğin vücudunun anatomisinin tamamını bu hücreler oluşturur. Bu hücreler metamorfoz yani dönüşüm sürecinde tırtılın vücudunu bağışıklık sistemine saldırarak tamamen parçalarlar ve kelebeğin yapı taşını oluşturmak için yeniden düzenlerler. İmaginal cell hücreleri bağışıklık sistemine saldırılarında yenilirlerse ne yazık ki, tırtıl muhteşem bir kelebeğe dönüşemez ve kozasında ölür. Yani öyle tırtıl hayal kurdu, hayalini gerçekleştirme yolunda pes etti. Kelebek olamadan öldü olayı filan yok anlayacağınız.

GERÇEKLER ACIDIR…

Bu hücreler tırtıllar dışında güvelerde ve metamorfoz süreci yaşayan bazı böcek türlerinde de görülür. Böceklerde larva evresinden örgün bir bireye dönüşme sürecinde belirli doku ve yapıların oluşmasını sağlar. Diğer hayvan guruplarında ve omurgalı canlılarda hatta buna insanlar da dahil görülen hücreler değiller. İmaginal cell bir terim ve bildiğiniz gerçek hücreler oldukları için hayal gücüyle filan ilgili değiller. Üzgünüz sevgili etkileşim kasmak için her duyduğunu araştırmadan içerik üretenler, hayalinizi bir gerçekle çürüttük. Ne demiş atalarımız, ‘gerçekler acıdır, acıtır!’