Fransız rahibe Catherine Labouré, 1806 yılında Fransa’da dünyaya gözlerini açar. 11 kardeşten 9. çocuk olan Labouré, henüz 9 yaşındayken annesini kaybeder.
Annesinin ölümünden sonra teyzesinin yanına yerleşen küçük Labouré, bir gece rüyasında Vincent de Paul’ü görür. Rahip olan Paul, “Kızım, hastalara bakmak iyi bir şey. Şimdilik benden kaçıyorsun ama bir gün bana yaklaşmaktan memnun olacaksın. Tanrı’nın senin için planları var. Unutmayın!” diyerek Catherine’ye gelecek ile ilgili mesaj gönderdiği rivayet edilir.
12 yaşındayken tekrar ailesinin yanına gelen Catherine, babasının isteği doğrultusunda yoksul işçilerin yemekhanesinde çalışması için Paris’e gitti. Orada yoksul işçilerin çektiği acıları gördükten sonra ise Hayırseverliğin Kızları’nın yanında hemşire olmaya karar verdi.
Ömrünü hasta ve bakıma muhtaç insanlara yardım etmekle geçiren Labouré, diğer azizelere göre sıradan bir rahibe değildi. Kendisi Meryem Ana ile konuştuğunu iddia eder. Azize Labouré ise yaşadığı sıra dışı olaydan sonra bir madalyon yaptırır.
MERYEM ANA, AZİZE LABOURE’A NE SÖYLEDİ?
Vincent de Paul bayramından bir gün önce, kendisini şapele çağıran bir çocuğun sesiyle uyanan Labouré, Hz Meryem’in, ona “Allah seni bir görevle görevlendirmeyi diliyor. Sana karşı çıkılacak, ama korkma; gerekeni yapma lütfuna sahip olacaksın. İçinden geçen her şeyi ruhani yöneticine anlat. Fransa’da ve dünyada zamanlar kötü.” dediğini duyduğunu belirtti.
27 Kasım 1830’da Catherine, bir kürenin üzerinde duran oval bir çerçevenin içinde Hz. Meryem’in kendisine göründüğünü, üzerinde ise ışıklar saçan değerli taşların olduğunu anlatır. Elinde ise göz alıcı bir yüzük vardır. Meryem Ana’nın “Ey günahsız dünyaya gelen Meryem, senden yardım dileyen bizler için dua et” diye kendisine göründüğünü söyler.
Catherine, Meryem Ana’yı gördüğü çerçevede on iki yıldızdan oluşan bir daire, üzerinde haç bulunan büyük bir M harfi, dikenlerle taçlandırılmış stilize edilmiş İsa’nın kutsal kalbi i ve bir kılıçla delinmiş Meryem’in Lekesiz kalbinin bulunduğunu anlatır.
Bazı mücevherlerin neden ışık tutmadığı soran Catherine, Meryem’in “Bunlar insanların sormayı unuttuğu lütuflar.” dediğini söyler. Rahibe Catherine daha sonra Meryem Ana’nın kendisinden bu görüntüleri itirafçıya götürmesini istediğini, onlara madalyon takılması gerektiğini söylediğini ve “Bunları takan herkes büyük lütuflar alacak” dediğini duydu.
BEDENİ HİÇ ÇÜRÜMEMİŞ OLARAK ÇIKARILDI
Azize Catherine Labouré hayatı boyunca fakirlere ve hastalara yardım ederek yaşadı. 1876 yılında ölen rahibe, 1933’te bedeni resmi kutsama için topraktan çıkarıldığında herkes şoka uğrar. Bedeninin hiç çürümediğini görenler şaşkınlığını giyleyemez ve Azize Labouré’nin gerçek anlamda kutsanmış olduğuna inanılır.
Ölü beden üzerinde yapılan inceleme sonrası, rapora şöyle yazılmış: ‘Azizenin bedeni çok iyi durumda ve eklemleri hala yumuşak.’ Eğer Paris’e yolunuz düşerse, bu inanılmaz kadının bedenini görebilirsiniz.