Teknolojinin hızla ilerlemesiyle pek çok şey günlük yaşamımızın bir parçası haline geldi. Yapay zekanın yanı sıra sanal gerçeklik, hayatımızın her alanında giderek daha fazla yer kaplayan ve trend haline gelmeye başlayan bir gelişme oldu. Fakat bugün çok kullandığımız sanal gerçeklikle yeni nesil sanal gerçeklik arasındaki, gerçeklik ve dijital dünya arasındaki sınır giderek kalkmaya başladı.
Bu zamana değin bilindik sanal gerçeklik deneyimleri, kullanıcıları farklı ortamlara taşıyan ve onlara 360 derecelik görüntüleme sunan bir başlık ve kontrol cihazı ile sınırlıydı. Ancak teknoloji firmaları, bizlerin bilim kurgu filmlerinde hayretle izlediğimiz, kullanıcıların artık bu deneyimlerinin çok ötesinde, duyularını daha derinlemesine etkileyen, dokunma, koklama gibi duygusal deneyimleri içeren çok daha gelişmiş sanal gerçeklik teknolojileri üzerinde çalışıyor. Mesela duygusal geri bildirimle donatılmış eldivenler sayesinde kullanıcılar sanal dünyadaki nesnelere dokunabiliyor ve onları hissedebiliyor. Öte yandan bir sanal gerçeklik gözlüğü kullanarak, gerçek dünya manzarası üzerine dijital nesneler ekleyebilir veya gerçek dünya nesnelerini dijital nesnelerle değiştirebiliyorsunuz. Günümüzde eğitimden tıbba, eğlenceden sanal alışverişe kadar birçok alanda çığır açıcı gelişmeler yaşanıyor.
YENİ NESİL SANAL GERÇEKLİĞİN ÖZELLİKLERİ NELER?
Peki, yeni nesil sanal gerçeklik denilince neyi düşünmeliyiz? Zira halihazırda sanal gerçeklik kavramı bile bir çoğumuz için çok yeni bir kavram. Sanal gerçeklik birçok kişi tarafından yeni bir alışkanlık haline gelse de yeni nesil sanal gerçeklik denildiğinde şaşırmaları çok normal. Yeni nesil sanal gerçeklikte gözlemlenen belli başlı özellikler var. Bunlar;
1-Duyusal geri bildirim: Kullanıcıların dokunma, güç, hareket gibi duyusal deneyimleri yaşamasını sağlayan teknolojiler…
2- Arttırılmış gerçeklik ve karma gerçeklik: Yeni nesil sanal gerçeklik deneyimleri, arttırılmış gerçeklik ve karma gerçeklik gibi teknolojilerle gerçek dünyayı dijital içerikle birleştirerek daha zengin ve etkileşimli deneyimler sunuluyor. Arttırılmış gerçekliklere Pokemon Go, Snapchat ve Instagram filtreleri gibi platformları örnek verebilir. Karma gerçekliğe de Microsoft Holo Lens, Magic Leap One gibi uygulamaları örnek verebiliriz.
3- Sosyal etkileşim ve işbirliği: Kullanıcıların sanal dünyada bir araya gelerek sosyal etkileşimde bulunmalarını, birlikte oyunlar oynamalarını sağlayan özellikleri de yeni nesil sanal gerçeklikte gözlemlenen özellikler olarak sayabiliriz.
4-Yüksek çözünürlük ve görsel kalite: Yeni nesil sanal gerçeklik cihazları, daha yüksek görsel kalite sunarak kullanıcılara daha etkileyici ve akılda kalıcı deneyimler sunuyor.
5-Hareket takibi ve kontrol: Kullanıcıların hareketlerini hassas bir şekilde takip eden ve bu hareketlere uygun tepkiler veren kontrol sistemleri de yeni nesil sanal gerçekliklerin vazgeçilmezlerinden.
6- Eğitim ve iş dünyasındaki sanal gerçeklikler: Yeni nesil sanal gerçeklik günümüzde eğitim ve iş dünyasında da sıkça kullanılıyor. Geliştirilen simülasyonlar, eğitim materyalleri gibi uygulamalarla da destekleniyor.
Yeni nesil sanal gerçeklik deneyimlerinin yukarıda saydığımız bileşenlerinden sosyal etkileşim ve işbirliği özelliği gerek çevre edinme gerek de iş imkanları açısından fırsatlar sunduğundan gençler arasında da çok fazla popüler. Bu deneyimlerin giderek daha erişebilir hale gelmesi ve daha fazla insanların bundan faydalanabilmesiyle birlikte sanal gerçeklik gündelik yaşamımızın ayrılmaz bir parçası haline gelecek gibi görünüyor.