Bir banka düşünün içinde biriktirdiğiniz her şey sadece sizi değil, belki de dünyayı değiştirecek olanakları sunabilecek güçte. Bu zamana kadar bilinmeyeni gelişen teknoloji ve yöntemlerin ışığında o bankadakileri inceleyerek birçok insana derman olduğunuzu düşünsenize… Kafanız karıştı değil mi? O halde bildiğiniz klasik bankaları unutun. Bu yazıdaki bankalar, bildiğimiz bankaların da çok üstünde. O halde ismini açıklıyorum, ‘Beyin Bankaları’ndan bahsediyorum.
BEYİN BANKASI MI?
Ara başlıkta sizin iç sesiniz olmak istedim. Evet, yanlış duymadınız, beyin bankalarından bahsedeceğim sizlere. Öncelikle, ‘Nedir bu beyin bankaları?’ diye soracağınız için kısaca bir cevap vereyim. Beyin bankaları, beyinde meydana gelen ve beyin kaynaklı hastalıkların teşhis ve tedavisinde kullanılmak üzere bağışlanan beyinlerin ve beyin parçalarının -80 derecede dondurularak veya formalin ile saklanarak muhafaza edildiği, her beynin hangi tarihte bağışlandığı, bağışlanan beyne sahip olan kişinin ne tür rahatsızlıklar geçirdiği, ölüm nedeni gibi verilerin de bulunduğu kurumlardır.
BEYİN BANKASI NE İŞE YARIYOR?
İlk beyin diseksiyonları ile koleksiyonlarından başlayarak, günümüzde beyin bankalarının oluşturulmasıyla süregelen modern araştırma tekniklerine kadar uzanan nörobilim ve beyin arşivleme tarihi, her geçen gün yeni bilgilerle güncelleniyor. Beynin yapısı, işleyişi ve hastalıkların durumu, beyin bankalarında bulunan beyinlerin doğrudan incelenmesiyle her geçen gün yenileniyor. Günümüzde Avrupa’da başlayan, ve beş kıtada bulunan beyin bankaları giderek genişliyor. İleri teknoloji ‘omiks’ çalışmalarından ve metabolik-moleküler nörogörüntüleme uygulamalarının ölüm sonrası beyin araştırmalarında da önemi büyük. Bu merkezlerde elde edilen veriler günümüzde birçok hastalığın teşhis ve tedavisini bulmak için araştırmacılar ve bilim insanları tarafından kullanılıyor.
BEYİN NASIL SAKLANIYOR?
Beyin bankaya ulaştığında önce tartılıyor ardından ikiye bölünüyor. Bir yarısı DNA analizi için daha uygun olacağından dilimleniyor ve donduruluyor. Diğer yarısı ise doku şeklinin ve proteinlerinin çalışılması amacıyla formaline koyularak saklanıyor.
DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE BEYİN BANKALARI
Dünyada bilinen ilk beyin bankasının öncüleri Nicholas Corsellis ve Wallace Tourtelotte’tir. Nicholas Corsellis, İngiltere’de çeşitli zihinsel ve nörolojik bozukluklardan etkilenen binden fazla iyi belgelenmiş beyin koleksiyonu oluşturdu. Ayrıca, Corsellis biyokimyasal testlerin yanı sıra beyin dokusunu korumak için buz kullanarak, dondurmanın da öncülüğünü başlatmış oldu. Bu arada da ABD’de, Wallace Tourtelotte potansiyel beyin donörlerini çekmek ve potansiyel donörlerden toplanan beyinlerin tam bir tıbbi ve nörolojik geçmişinin bulunduğu antemortem beyin bağışı programlarının öncüsü oldu.
Dünyanın bilinen en büyük beyin bankası olan Harvard Beyin Dokusu Kaynağı Merkezi’nde 2 binden fazla beyin örneği var. 1978’teki açılışından bu yana merkeze 9000’den fazla beyin giriş çıkışı olmuş. Öte yandan Türkiye’de ilk defa 2010 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı’nda beyin tümörlerini araştırmak için Tümör Bankası, 2015 yılında da Alzheimer hastalığının tedavisinde yararlanılmak üzere Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Geriatri Bilim Dalı’nda beyin bankası kuruldu.