Türkiye Cumhuriyeti, yükselişe geçen bilimsel hedeflerini ve güncel teknolojilere dönük hâkimiyetini gösteren o adımı attı ve uzaya çıktı. Alper Gezeravcı’nın uzay keşfi adımları Türkiye’nin bu alandaki çalışmalarına dair şüphesiz ki önemli bir kilometre taşı ancak Gezeravcı’nın bu yolculuğunun öncesi de var.
UZAY YOLU
Uzay keşfi uzun süredir süper güçler için bir gövde gösterisi alanı. Belli başlı önemli tarihleri anımsayacak olursak, Sovyetler’in ilk yapay uydusu Sputnik 1’i yörüngeye fırlatarak uzay yarışını başlattığı 4 Ekim 1957 ilk aklımıza gelen gün olur.
Ardından 3 Kasım 1957’de, dünyanın çevresinde dönen ve içinde Laika isimli köpeği, canlı bir varlığı taşıyan Sputnik 2 de ikinci uydu olarak karşımıza çıkıyor.
12 Nisan 1961’de ise Vostok 1 ile dünyanın etrafında dönen Yuri Gagarin, bunu başaran ilk insan oluyor. Toplamda 108 dakika süren bu uçuş, 327 kilometre yükseklikte gerçekleşti.
20 Temmuz 1969 ise uzay yarışında yeni bir dönemin başlangıcıdır. Apollo 11 görevi ile Neil Armstrong; Ay’a ayak basan ilk insan oldu.
Fakat 21. yüzyılda gelişen teknolojiler, uzay yolculuklarının da demokratikleştiği bir geleceği günümüze taşıdı. Stratejik coğrafi konumu ve bu alandaki sabırlı çalışmaları ile Türkiye de küresel uzay güçleri arasında önemli bir aktör olduğunu gösterdi.
TÜRKİYE’NİN UZAY HEDEFLERİ NE ZAMAN BAŞLADI?
Türkiye’nin uzay yolculuğuna dönük ilgisinin nihai sonucu olarak 2018 yılında kurulan Türkiye Uzay Ajansı (TUA) gösterilebilir. Ajans, ülkenin uzay faaliyetlerini koordine etmek ve uluslararası iş birliklerini teşvik etmek için kuruldu. Nitekim kısa sürede de kendi uydularını geliştirme, uzay limanları kurma ve sağlam bir uzay bilimi araştırma altyapısı oluşturma vizyonu ortaya koyarak geleceğe yönelik iddialı bir yol haritası çizdi.
TÜRKİYE’NİN UZAY HEDEFLERİ
Türkiye’nin uzay çalışmaları ise TUA’nın kuruluşundan önce başlamıştı. Uydu teknolojisinden derin uzay iletişimine kadar geniş bir yelpazeye sahip olan bu çalışmaların başında hiç şüphe yok ki Göktürk uyduları geliyor. 2012 yılında gerçekleştirilen fırlatma operasyonu ile görev yörüngesine yerleştirilen GÖKTÜRK-2, Türk mühendisler tarafından geliştirilmişti. Türkiye’nin ilk yüksek çözünürlüklü yer gözlem uydusu olma özelliği taşıyordu.
UYDU GELİŞTİRME
Türkiye’nin uydu geliştirme programı uzay çalışmalarının temel taşlarından biri olarak nitelendirilebilir. Bu uyduların odak noktası ise hem askeri hem de sivil amaçlara hizmet edecek yüksek çözünürlüklü dünya gözlem uyduları ve gelişmiş iletişim uyduları yaratmaktır. Yerli uydu platformlarının başarıyla geliştirilmesi, yabancı teknolojiye bağımlılığı azaltmada kilit bir rol oynamıştır.
ULUSLARARASI İŞBİRLİKLERİ
Uzay söz konusu olduğunda küresel işbirliklerinin önemi büyük. Nitekim Türkiye de bu önemi kısa sürede fark ederek NASA, ESA ve Roscosmos gibi uluslararası uzay ajansları ile farklı kulvarlarda ortaklıklar geliştirdi. Bu ortaklıklar bilgi alışverişini, ortak misyonları ve ileri teknolojilere erişimi kolaylaştırmış; böylece Türkiye’nin uzay yolculuğu kabiliyetini artırmıştır.
ALPER GEZARAVCI’NIN YOLCULUĞU: ÖNCÜ BİR SEYAHAT
Alper Gezeravci’nin yakın zamandaki uzay yolculuğu, Türkiye’nin uzay serüveninde önemli bir dönüm noktası oldu. Başarılı bir bilim insanı olan Gezeravcı, yıllar süren eğitim ve hazırlık sonucunda uzay görevine çıktı.
Görevi, temel bir yaklaşım ile özetleyecek olursak mikro yerçekiminin biyolojik sistemler ve malzeme bilimi üzerindeki etkilerine dair bilgileri elde edeceği bazı deneyler yapmaktı.
Alper Gezeravcı’nın bir sembol figür hâline geldiği Türkiye’nin uzay yolculuğu aslında uzun süredir devam eden bilimsel merakın bir göstergesi, bu alandaki sabırlı ilerlemenin ise bir getirisidir. Türkiye’nin gök kubbedeki odak alanı genişledikçe sadece küresel bazdaki uzay bilimine katkısı artmayacak; aynı zamanda yeni nesiller için yepyeni ufuklar çizilmesi de sağlanacaktır.
Türkiye’nin uzay girişimlerinin geleceği; daha sofistike uydular, potansiyel insanlı uzay uçuşları ve hatta gezegenlerarası keşif planları ile oldukça umut verici görünmektedir. TUA’nın 2020’li yıllar için vizyonu, Türkiye’yi önemli bir uzay ulusu olarak konumlandırması kaçınılmaz olan Ay’a bir Türk uzay aracı indirme hedefini içeriyor.
Kısa sürede alınan bu yol düşünülürse, neden olmasın?