11 Haziran 2024

Onlar ketenlerle sarıp sarmaladı! 

Mumyalama Antik Mısırlılar tarafından geliştirilen, derin anlamlar taşıyan ilginç bir gelenek olarak karşımıza çıkıyor. Peki ayrıntıları hakkında bilginiz var mı?

Mumyalanmış bir ölü bedeni ifade eden mumyalama aslında doğal ve yapay süreçlerle korunan her tür beden için söylenebilir. Mısır halkı için bedeni korumanın, öbür dünyadaki konumu korumak ve yeniden doğuş için önemi onları mumyalama konusunda üne kavuşturmuştur.

Öteki hayata olan inançları sayesinde mumyalama konusunda ustalaşmışlardır. Mumyalanmış beden çok iyi korunmamış olursa yaşama şansı, öbür dünyada rahat etmesi pek mümkün olmayacak, diye inanmalarından olsa gerek. E bir bakalım nasılmış bu ünlü gelenek!

Genelde ölen kişinin beyni çıkartılarak (sıvılaştırılarak burundan akıtılıyor ) işleme başlanıyordu. Sonrasında güzel kokular ve reçineyle dolduruyorlardı. Daha sonrasında karın bölgesine doğru inilen mumyalama işleminde karın kesilerek açılıyor ve organlar çıkartılıyordu. Boşalan karın bölgesi yine aromatik güzel kokularla doldurulurdu ki, bu da ölmüş bir bedenin kokmaması için oldukça önemli bir aşamadır. Genel olarak bu işlemlerde kalp çıkartılmazdı. Çıkartılan organlar ise güzelce temizlenip tuzlandıktan sonra mumyalanarak ‘kanopik’ adında kavanozlara yerleştiriliyordu.

Tüm bu işlemlerden sonra vücut tuz ile kaplanıp kuruyana kadar bekletiliyordu. Bu süreç otuz ila yetmiş gün sürmekteydi. Sonunda mumyalanabilir hale gelen beden hoş kokularla yağlanır ve reçine ile kaplanırdı. Reçine ile kaplanmasının en önemli nedeni ise keten bezlerle vücut sarılırken doğal bir yapıştırıcı görevi görebiliyor olmasıydı. Bu işlem bir iki kez daha tekrar edilebiliyordu. Sosyal sınıflara göre mumyalama işlemi değişkenlik gösterebileceği için tüm mumyalar aynı şekilde bulunmuş değil tabii. Örneğin yüksek sınıftan bireylerin mezarları maskelerle yazılarla değerli eşyalarla vs.  süslenirken yoksul ailelerin ölülerinin mumyalanması için ceset kendi kendine çürümeye bırakılıp öyle mumyalanabiliyordu. Çok çok kötü durumdaki ailelerin cenazeleri ise daha da tatsız ve oldukça gelişigüzel teslim ediliyordu. Mısır’da tanrılara kurban olarak mumyalanan hayvanlar da vardı ya da evcil hayvanları…

Tutankhamun’un mezarı mesela, bedeni çok sayıda katmanla keten bez ve reçineyle kaplanmış ve özel yağlarla bezenmiştir. Zengin cenaze eşyalarıyla hazırlanan Kral Tutankhamun’un mumyalanmış vücudu üç özel tabuta konmuştu. İç içe geçen bu mezarlar bir lahit içerisinde korunuyordu ve dört bölmeden oluşan bir odaya yerleştirilmişti.

Gelin görün ki, beynin ne kadar da değerli olduğunu henüz keşfetmemiş bir toplum da olsa gücün nasıl işlediğinin farkına varmış ve halkı için ayrımcılık yapabilmişler. Ne kadar ilginç değil mi? Yani beyni çıkartmak için burundan uzun ince bir çubuk sokup sıvılaştırıyorlarken kalbe dokunmamışlar ve buna rağmen yoksulların cesetlerine de duyar göstermemişler. Her neyse…

Genellikle mumyalamada kendi keten kumaşının renginde bırakılan, kimi mezarlarda yazılan yazılar veya belli başlı yapılan boyamalar dışında ise kırmızı ile boyanma işlemi de vardır.

Bilinen kırmızı boyanmış mumya sayısı çok azdır. Herakleides, bu uygulamayı gördüğünüz nadide bir mumya örneğidir. Bahsettiğimiz gibi genelde kalp dışında tüm organlar çıkartılarak mumyalama işlemi yapılırken Herakleides’in mumyalama işleminde kalp sökülmüştür ve akciğerler yerinde kalmıştır. Ayrıca başka bir detay olarak, tanrılara adak edilen aynak kuşlarının mumyalanması yaygın olsa da Herakleides’te kuş, ölmüş bir insanla birlikte mumyalanıyor. Ek olarak verebileceğimiz bu örnek de yine sıra dışı bir detaydır.

ETİKETLER: