Yazının konusuna karar verdiğim andan beri gülüyorum… Vallahi konunun benim tercihlerimle alakası yok… Birinci sırada Bayburt var…
Eeee, tahmin ederisiniz Ercan, Bayburtlu… O da, ben de köklerimize memleketimize çok bağlıyızdır. İyi ki, Karadenizliyiz der der dururuz…
Yazımın konusunu söylediğimde ‘Tamam yaz ama… Bayburtluları kızdırma’ dedi… Tamam da listede sadece Bayburt yok ki Ercan’cığım… Sadece birinci sırada…
1.Bayburt
“Bir Bayburt deyişi” diye de bilinen “Bayburt Bayburt olalı böyle zulüm görmedi” ifadesi, Türk kültüründe oldukça popüler bir deyiştir.
Bayburt’un Türkiye’nin Doğu Karadeniz bölgesinde yer alan küçük ve sakin bir şehir olması sebebiyle, burada olumsuz bir durum yaşandığında bu cümlenin kullanılması geleneksel bir mizah anlayışı bence.
Ayrıca bu ifade, Bayburt dışındaki olaylar içinde ironik bir şekilde kullanılıyor.
Bu arada şehrin zamanındaki belediye başkanının açıklaması beni benden aldı…
‘Madem dirilerinizi getiremiyorsunuz, bari ölülerinizi getirin’
Neden Bayburt birinci sırada diye araştırırken o kadar güldüm ki, biraz da sizleri güldürmek isterim 🙂
Bayburtlu olmanın 5 avantajını da şöyle sıralamışlar :
- Herhangi bir taksiciden “Aaa sizin memlekette benim bir akrabam oturuyor” lafını duymazsınız.
- Memleketinizin bütün ilçelerini ezbere bilirsiniz çünkü 2 tanedir.
- “De get Bayburt, de get Bayburt” türküsünün sözleri size çok anlamlı gelir.
- Kimse Bayburt’un nesi meşhur bilmediği için memlekete gittiğinizde “Gelirken bana ondan getir” diyemez.
- Size her yer Bayburt’tur.
Bu arada Baksı müzesi için kesin gideceğim 🙂
2.Yozgat
Yozgat, Osmanlı İmparatorluğu zamanında bile ‘Nerede bu Yozgat?’ sorusunu popüler kılan şehir. Tarih boyunca birçokları tarafından geçilmiş ama pek azı tarafından fark edilmiştir!
Sanki Türkiye’nin sakince ilerleyen trafiğine benzer; her şey yavaş yavaş gelişir, ama emin olun her dönem kendi içinde tam bir maceradır.
Tarihi öyle zengin ki, hatta yerel dedikodular bile tarih öncesi zamanlardan kalma. Burada geçmiş, bugünle yarışır ama hangisinin daha yavaş olduğuna karar vermek zordur!
Genel olarak hep karşıma çıkan ‘yavaş’ kelimesini derinlemesine araştırma isteği doğurdu Yozgat bende…
3.Çankırı
Çankırı, tarihte o kadar çok el değiştirmiş ki, şehir bir antika pazarı diyorlar. Herkes bir kez sahip olmak istermiş!
Eğer Çankırı tarihine bakarsanız, bu şehrin bir zamanlar deniz kıyısında olduğunu öğrenirsiniz. Evet, doğru duydunuz! Denizler çekildi ama Çankırı, ‘Ben buradayım ve kalmaya niyetim var!’ demiş.
Şehrin taşları bile tarih kokar. Ancak merak etmeyin, burada taşlaşmış tarih dışında pek çok canlı şey de bulabilirsiniz; Özellikle tuz mağaraları, tuzdan yapılmış olmasına rağmen hiç de yavan değil! 🙂
Şehir o kadar eski ki, tarih derslerinde anlatılan ‘yontma taş devri’ atölyeleri burada düzenlenmiş olabilirmiş. Çankırı’da tarih sadece okunmaz, adeta hissedilir!
Listemdeki ‘gidilmesine gerek olmayan’ ilk 3 şehri yazdım, ama sakın yanlış anlaşılmasın, bu benim fikrim değil! Aslında, ‘Aman gitme!’ dendiği anda benim için macera başlar.
Bu yasaklı meyveler gibi şehirler, merakımı daha da kabartıyor. Vallahi ne yalan söyleyeyim, her birini tek tek ziyaret edip, oraların tozunu attıracağım.
Sonra da gelip burada, gördüklerimi, duyduklarımı, yediklerimi tek tek anlatacağım.
Bakalım, gerçekten gidilmeye değer miymiş, yoksa bir kulaktan duyma mıymış göreceğiz!
Hadi bakalım sen git bir dolaş, orada da enteresan bir şey bulursun bize de anlatırsın bari 🥰🥰😊
Şimdi yazı gene mükemmel fakat bayburt ve cankırı için yorum yapamıcam ama yozgatlı hakkında yorum yapmadan duramıcam yavas mı yavaslar 😁😁 galiba oraya özgüüü hele birde bir köyü var ki cekerek boşalan köyüüüüüüü….. yalnız son olarak Karadenizli olmak şereftirrrr