18 Mart 2024

Kendiyle çatışan, dünyayla barışamaz!

Başlık olsun diye söylenmiş, öylesine bir cümle gibi gözükse de aslında içinde kocaman bir trajedi barındırıyor. Bir yazıya, köşeye sığamayacak kadar da derin bir mesele. Lakin bir yerinden başlamak gerekiyor. O halde ikinci yazımı heyecanla sunar, iyi anlam çıkarmalar dilerim.

Kendini tanımak ve bilmek büyük konfor aslında. Bunun için de iletişim kurmak gerekiyor, hem de en etkilisinden.

Sorum şu; kimlerle iletişim kurarız? Kendimizle, başka canlılarla ve canlı olmayanlarla. Yanlış duymadınız eşyalarla da iletişim içindeyiz. Klavyeyi döve döve yazanlar, pencereyi vurarak kapatanlar vb. Eşyalarla iletişiminizin farkında mısınız?

Farkında olalım ya da olmayalım, çevremizdekilerle sürekli iletişim halindeyiz. Kuantum, enerji meselelerine girmiyorum bile, şimdilik. İletişim penceresinden bakıyoruz.

Duygu, düşünce ve isteklerimizi iletişim ile aktarırız. Aktarmalıyız. Bu anlamdırma gayreti ömrümüz boyunca devam eder. Tabii, günümüzde iletişim denildiğinde aklımıza uygulamalar, bilişim araçları geliyor. Asıl araçlarımızı hızla unutuyoruz. Yüz yüze iletişim kurarken de aklımıza ilk gelen kendimizi anlatmak oluyor. Bir şekilde farklı kelimelerle, tavırlarla hepkendimizi ifade etmeye veya haklılığımızı kanıtlamaya çalışıyoruz. Ama kelimelerin gücünden daha etkili şeyler var ki işte onları hep yok sayıyoruz.

İletişim kurarken konuşma, yazma, okuma ve dinlemenin dışında mimik, el hareketleri, ses tonu gibi unsurları da kullanıyoruz. Bu sözsüz iletişimin içinde de yüz ifadeleri, jestler, beden hareketleri, tercih ettiğimiz renkler, aksesuarlar gibi birçok öğe bulunuyor. Ayrıca bir haberim daha var; sözsüz iletişim, genel iletişimin %93’ünü oluşturuyor.

Bir şeyi anlatırken eliniz, konulunuz, gözünüz, vurgularınız yahut sesiniz de aynı şeyi söylüyor mu? En güçlü iletişim öğeniz ne mesela? Alın size kendinizle konuşacak bir konu daha.

Peki, kendinizle en son ne zaman iletişim kurdunuz?

Yakınmaları ve suçlamaları saymıyoruz ama! Ne istiyor? Ne hayal ediyor bu bünye? Güçlü ve zayıf yönleri neler? Maalesef, başkaları ile o kadar alakadarız ki kendimizle iletişim kurmayı unutuyoruz.

Birçok kurumda beden dili eğitimleri verdim. Yüzlerce kişiye verdiğim bu eğitimlerde ilk soru genellikle şu oluyordu, “Hocam karşımızdakinin beden dilini bu eğitimden sonra hemen çözümleyebilecek miyiz?”. Hayır, önce kendi beden dilini çözümleyeceksin dostum. Ne dediğini çöz, doğru mesajı karşıya ver, sonra anlarsın o da ne diyor? Hemen formüller, kısa yollar arıyoruz. Sen Excel değilsin ki öyle formülle hemen meseleyi çözesin. Hem o kadar kolay olsa, herkes kendine uygun formülle sıkıntılarından kurtulurdu. 70’lerdeki hippiler gibi mutlu mesut yaşardık. Ayrıca adı üstünde “kişisel” iletişim.

Kendini keşfet ve yoluna karar ver.

Kendinize her gün 10 dakika ayırın, en azından başlangıç için. Yakın bir arkadaşınıza hâl hatır sorar gibi Merak ettiğiniz soruları sorun ve dürüstçe yanıtlayın. Bir arkadaşınıza tavsiye verir gibi tavsiye verin. Aynada kendinize bakın, konuşurken jest ve mimiklerinizin farkında olun. Kendinizle iletişim kurun, tanıyın kendinizi.

Hatta yeterince iyi iletişim kurarsanız, bilinçaltınızı bile duyabilirsiniz!

Evet, bilinçaltı bizimle konuşur ve bize mesajlar verir. 6.his ve sevgilerimizle bizimle bağlantıya geçer. Bilinçaltından rehberlik ve yardım istediğinizde karşılığını alırsınız. Cevabı rüyalarınızda görebilirsiniz ya da zihninizde açılan ekranda anlık görüntüler oluşabilir, bir anda ilham gelebilir. O konu içinize doğabilir. Bir kitabı okumaya ya da bir insanla konuşmaya yönlendirebilir sizi. Bakarsınız ki aradığınız cevap o kişidedir. Herkesin bilinçaltından bilgi alma yolları farklı olabilir. Bazıları duygu ve düşünce olarak, bazıları görüntü veya işitsel olarak, bazıları da dışarıdaki bir kaynağa yönlendirilerekGünlük hayatta iç ses olarak da sık sık mesajlar alırız.

İstekler bilinçle ilgili iken, ihtiyaçlar bilinçaltından gelir. Bu yüzden ihtiyacımız neyse bilinçaltı bizi oraya yönlendirebilir. Yani bilinçaltı birçok yolla bizimle iletişim kurabilir. Yeter ki biz bunu fark edip yakalayabilelim. Kulak verdiğimizde, hassas olduğumuzda oradan gelen mesajları kolayca algılayabiliriz.  Bu alışkanlık haline geldiğinde normal bir iletişim yolu başlar. Bu nedenle kişinin içine dönmesi çok önemlidir.  Dışa dönük olan içeriyi fark edemez.

Benim için meditasyon güzel bir çözüm oldu. Onu tavsiye edebilirim. Çevrenizdekilerle kurduğumuz iletişim için de bir tavsiyem olacak elbette…

Haydi Bir Teknik Öğrenelim: “Ben Dili!”

Dedik ya, iletişim önce kendinizle başlar diye. Başkasıyla yaşadığımız bir sorunu çözüme kavuştururken de aynı mantıkla düşünmeliyiz. Ben Dili; özellikle olumsuz duygular yaşandığında kullanılır. Çünkü bir kişiye (özellikle tartışma esnasında) sen diye her hitap ettiğimizde, parmağımızı ona sallamış etkisi yaratırız. Bu etki de tepki olarak savunmaya götürür. Savunmaya geçen biriyle de çözüme ulaşmak artık çok zordur. Deneyelim mi? Şimdi aynanın karşına geçin yahut telefonunuzun kamerasını açın. Sonra kendinize sen ile başlayan suçlama cümleleri kurarken, bir yandan Bizimkiler dizisindeki Sabi Bey gibi parmak sallayın. Birkaç tekrardan sonra aşırı sinir bozucu oluyor, itiraf edin. İşte sen ile başlayan cümleler de iletişimde tekrarlandıkça aynı etkiyi yaratıyor. O sebeple ben dilini böyle durumlarda tercih ediyoruz. 3 aşaması var.

Konuyu, durumu kendi penceremizden karşımızdaki kişiye tanımlarız. Altın kural; bu tanımlama cümleleri asla “sen” kelimesini yahut gizli öznesini içermeyecek.
İkinci aşamada bu durumun bizi nasıl etkilediğini, ne hissettiğimizi tanımlarız. Bildiniz, yine “Sen” demiyoruz.
Son aşamada bu durumla ilgili ortak bir çözüm bulmak için karşımızdakine sözü bırakıyoruz. Bir önerimiz varsa, onu da sunabiliriz.

Kışkırtmadık, durumu ve bizdeki etkisini anlattık. Çözüm sunduk ve dinlemeye hazır olduğumuzu belirttik. Artık top onda… Bunu iş yaşamınızda, ebeveyn çocuk ilişkilerinde veya sosyal hayatınızda her soruna uyarlayabilirsiniz.

Tabii, karşımızdakinin de çatışma için yanıp, tutuşuyor olmaması lazım. Baktınız olmuyor. O zaman kendinizle iletişim kurmalısınız. Özgüveniniz ve sağduyunuzla beraber yeni çözümler bulmalısınız.

Çünkü unutmayın, iletişim kendinizle başlar.  

Kendiyle çatışan, dünyayla barışamaz!

 

 

 

ETİKETLER:
4 Yorumlar
    Avatar
    Orçun

    Hem teşekkür hem de tebrik ederim, kendimle iletişimimi tekrar gözden geçireceğim . 👏👏

    Avatar
    Pinar Bingol

    Iletisimin derinliklerine inerek bizi kendi icsel dunyamiza dogru bir yolculuga cikaran bu yazi, kimi zaman farkinda olmadigimiz “Ben Dili”ni bize yeniden tanimliyor. Iletisimin sadece kelimelerden ibaret olmadigini vurguluyor, ve saglikli iletisimin yollarini bize sunuyor.
    Beni dusundurmeye ve kendimi tanimaya tesvik etti. Keyifle okudum, notlar aldim. Yazarin kalemine saglik. Kesinlikle okunmasi gereken bir yazi

    Avatar
    ÇINAR

    Soyadınız ve karakteriniz gibi kaleminizde özel başarılar dilerim.
    🌹Sevgilerle…

Yorum Bırakın