21 Mart 2024

HPV Virüsünden Korunabilir Miyiz?

Son zamanlarda adından sıklıkla söz ettiren, kiminin çoktan bir hikaye edindiği ya da önlem aldığı, kiminin ise henüz önemine yönelmediği, yer yer toplumsal farkındalıklara konu başlığı olan HPV virüsü hakkında kısa ve öz bir bilgi verelim. HPV (İnsan Papilloma Virüsü) cinsel yolla bulaşan bir DNA virüsüdür. Cinsel aktif 100 kadının ilişkiden sonra yaklaşık %75-80’i HPV virüsü taşımakla beraber büyük bir kısmı 9-15 ay içerisinde geriler ve temizlenir. Ancak önemli nokta şu ki riskli HPV virüsü ve ek risk faktörleri varsa o zaman bu durum kronikleşir, konağa yani hücreye yerleşir ve klinik süreç burada başlar. HPV onkojenik açıdan iki gruba ayrılır; düşük risk veya bilinmeyen ve riskli grup olarak. Riskli grup demek serviks (rahim ağzı) kanserine yol açma hızı ve sıklığı daha fazla olan grup demektir. Peki ek risk faktörleri nelerdir? Öncelikle riskli HPV grubuna maruz kalmak, düşük sosyo-ekonomik düzey, kötü beslenmek, doğum kontrol hapı kullanmak, sigara içmek ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıkları da bünyemizde taşımak gibi faktörler tetikleyici rolü oynarlar. Virüsün vücuttaki hareketini en temel hatlarıyla ele alacak olursak HPV öncelikle girdiği hücrede alfa -6integrnl ve heparan sülfat glikoprotein reseptörlerine bağlanması ile hücre içine taşınır ve enfeksiyonun ek risk faktörleriyle kronikleşmesi sonucunda hücreye entegre olarak erken protein 6 ve 7 gen ürünlerini çoğaltır. Bu gen ürünleri bizi kanserden koruyan tümör süprosör genlere bağlanarak inaktive eder ve neoplazik süreç başlatır.

Bu da özetle ortalama 10 yıllık bir süreç içerisinde kanserin öncü lezyonlarını oluşturur. 

Bu süreçte HPV enfeksiyonu dışa dönük hiçbir belirti vermez, sadece bazı tipleri genital siğil olarak ortaya çıkabilir. Fakat bulaş zamanı tam olarak tespit edilemeyeceği için jinekolojik tarama testleri burada önem taşır. Bu açıdan bakılacak olursa da aslında serviks kanseri (rahim ağzı kanseri) korkulmaması gereken bir durumdur. Çünkü düzenli muayene halinde taraması vardır. Rahim ağzı kanserinden korunmak için düzenli yapılmasını önerdiğimiz bu teste smear testi denir. Ağrısız ve kolay bir şekilde jinekolojik muayene esnasında yapılan smear testi ile tarama, cinsel aktif kadınlarda 21 yaşından sonra başlar ve  21-29 yaş aralığında 3 yılda bir, 30-65 yaş aralığında ise HPV DNA dediğimiz tarama testi ile bakılması şartı ile 5 yılda bir yapılır. Yeterli takibi olan kadınlara 65-70 yaşından sonra smear yapılması önerilmez. 

HPV DNA tarama testi yukarıda da belirttiğimiz gibi HPV virüsünü gruplandırır ve tiplendirir. Bu sayede kanser yapma olasılığının yüksek riskli mi yoksa düşük riskli mi olduğu ayrımını sağlar. En genel olarak başta  HPV tip 16 ve 18 olmak üzere 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 56, 58, 59, 68, 73, 82 yüksek riskli tiplerdir. Bir diğer husus yapılan HPV DNA bu riskli gruplardan çıkmışsa kişinin smear testi temiz dahi olsa bir ek inceleme yapmak gereklidir. Bu incelemenin  adı da kolposkopi işlemidir. Bu işlem rahim ağzını bir tür büyüteç yöntemi ile detaylı bir şekilde taramayı sağlayan ağrısız klinik bir işlem türüdür. 

HPV VİRÜSÜNDEN NASIL KORUNABİLİRİZ?

Peki düzenli muayene ve testlerle tanı ve takip tamam ama bu virüsten nasıl korunabiliriz dersek burada HPV aşısıyla karşılaşıyoruz. Diyelim ki; bu süre içerisinde ya da cinsel hayat başlamadan önce HPV aşısı olduk, o halde aşı sayesinde kanser gelişiminden, kondilom gelişiminden ve kanser gelişimine sebep olan öncü lezyonların oluşmasından korunmuş oluruz. Yalnız bilinmesi ve dikkat edilmesi gereken bir diğer özellik ise aşının var olan lezyonlar ve varolan kondilom üzerine tedavi edici özelliği olmadığıdır. Bu aşamada aşı olmanın en ideal dönemi mümkünse 11-12 yaştır. Rutin olarak 9-26 yaş aralığında da uygulanabilir. Fakat bu bir yaş sınırı olarak görülmemeli, günümüzde yeni aşılar bir kadına hayatının her döneminde yapılabildiğinden herhangi bir bir yaş döneminde de aşı uygulaması yapılabilir. Aynı zamanda aşı öncesi HPV DNA bakmaya gerek yoktur. HPV DNA testi riskli ya da risksiz grup ayrımına yaramakta, aşı olup olmama kararı vermek adına bir tarama testi değildir. Daha önce bakılmış ve hatta pozitif çıkmışsa dahi aşı olmaya engel değildir. “Ben zaten pozitifim neden aşı olayım ki?” diye düşünme halinde ise  bu durumu daha önce HPV enfeksiyonu geçirmiş ve kondilom geçirmiş hastalar da diğer tiplere karşı korunma amaçlı görülebilir. Bununla beraber aşı olmak tarama testlerine veda etmek anlamına gelmediği gibi aşı sonrası da yine smear takibi yapılması gerekliliğini unutmamalıyız.

Bu açıdan bakınca bu durum hep kadın rolü üzerinden ele alınıyor gibi görünebilir fakat HPV virüsü önlemi sadece kadın tarafından mı alınır? Toplumda bilindiği gibi “Tuvalet klozetinden, arkadaşımın bornozundan ya da kirli iç çamaşırından kaptım.” gibi bu virüsün bulaş şekli üzerine kurulan cümleler yanlıştır. HPV cinsel yolla bulaşan bir virüstür ve cinsel temas sadece penisin penetrasyonu değil sürtünmeyi de kapsar. Yani virüs, ten tene cinsel organların sürtünmesi yolu ile de bulaşır. Burada HPV’nin cinsel yolla bulaşan bir hastalık olmasına bakacak olursak bulaşın, kadın ve erkeği beraber ilgilendirdiğini görebiliriz. O halde erkeğin de aşılanması ile buradaki rolü  kadınlara karşı ikincil koruma sağlıyor olması iken aynı zamanda bulaş ihtimalinde erkekte de genital siğil ve hatta anal kansere karşı koruma sağlar. Aşının önemine bu kadar vurgu yapınca yine toplumumuzda aşıya karşı kısırlık yapması, sakat bırakması ya da bir hastalık oluşturması gibi kaygılar oluştuğunu görmekteyiz. HPV aşısı cansız bir aşıdır ve herhangi bir risk faktörü taşımamaktadır.

Ayrıca doz tablosu tamamlandığında da bir ömür koruma sağlamaktadır.

HPV bir toplumsal farkındalık olarak ele alınıp partnerlerin ilişkisinde de karşılıklı bir önlem olarak görülmelidir. Aynı zamanda erkeğin aşılanarak partnerine karşı ikincil koruma oluşturması buradaki aktif rolünü göstermektedir. Bu kısa bilgilendirme ile rahim ağzı kanserinin korkutucu yanından çok önlenebilir tarafına dikkat çekmek isteyerek, düzenli jinekolojik muayene ve aşılama konusunda farkındalık ile sağlıklı ve mutlu nesiller diliyorum…

TAGS: