Yaklaşık 18 senedir eğlence sektöründe çalışıyorum. Nelere şahit olduğumu yazmaya başlasam ansiklopedi olabilir. İyi bir gözlemci olduğumu itiraf edebilirim. Hatta ilk bu işlere başladığım zamanlar, İzmir’de bu sektörün zamanındaki duayenlerinden olan değerli bir abim; “Kızım bak belli oldu sen sevdin bu işi. Bu sektörde devam edeceksen eğer, ensende bile gözün olması gerek” demişti. Kulağıma küpe olan bu nasihat sonrası gerçekten de baya baya paranoyaklar gibi işletmesinde yer aldığım bütün mekanlarda, kavga çıkacağını dahi önceden çakozlayarak zaman zaman mekan WhatsApp gruplarına yazarak ikazlarda bulunmuşluğum da olmuştur.
Ne modellere denk geliriz?
- Zengin ama yakışıklı olmayan, genellikle kilosu olan bir erkek vardır mesela. Loca müşterisidir. Şişeler oluk oluk içilip, şampanyalar havada uçuşur.
Bu çocuğun mutlaka yakışıklı ama maddi olanağı localarda şekil yapmaya müsait olmayan bir tane de kankası vardır. Sanırsın aslında para ondadır.
Öyle bir havalıdır ki; elinde purosuyla bütün kızlarla iletişimi kendisi gerçekleştirmektedir. Öyle bir sosyal medya hesabı vardır ki, baktığınızda, adeta bir Prenstir. Bizim aslen zengin olan şişman çocuk maalesef kurnaz, çulsuzun kendisinin iyi arkadaşı olduğunu “zannederek” ömrü boyu maddi olanaklarını kullandırmaya mahkum olarak yaşamaya devam eder.
- Bir kadehe aşk yaşayabilen…
Bazı kızlar vardır ki, (çok da üzülürüm bu modellere) “Mekancı” karizması diye saçma sapan gereksiz bir hayale kapılırlar. Mekan sahibiyle, veya işletmecisiyle flört etme sevdasının son derece mühim olduğunu zannederler. Oysa düşünmezler ki, bu adamlar bir gecede kaç tane kadınla kâh mekanına gelmeye devam etsin diye, kâh kendisi de mavi boncuk dağıtmayı sevdiği için, kâh bir şeyler ısmarlayarak gecenin finalini getirmeye niyetli olduğu için anlık takılırlar.
- Avcılar…
Arkadaşlarıyla dışarı çıkarken; İki kadeh içip, keyifli vakit geçirelim mantığından tamamen uzaklardır.
“Acaba bu gece kimi oltaya taksak?” diye başlarlar geceye. Hatta bunlar hedefledikleri mekanın önce sahibine de DM’den tanımadıkları halde mesaj atarlar. (Yokluyor tabi hatun kişi) Bakarsın önce mekan sahibi oltaya düşebilir. Baktı ki sadece adam “Tabi” dedi rezerve ismini aldı ve mesafeli. O zaman durum değişir ve müşterilerden avlanmaya başlar.
Ben, size yemin ediyorum ki, konum etiketlenmelerinden göze kestirilen adamı yanında sevgilisi veya eşi fark etmeksizin bulana denk geldim. Elbette bu durumda suçlu sadece hemcinslerim demiyorum. Yanımızdaki adamda da biraz haysiyet olması gerek “Konum avı” diye bir şeyi de inanın daha yeni öğrendim.
- Bir de arkadaşlarıyla gelip şişeleri bizzat kendisi açtırıp olmazsa olmaz yine purosu elinde caka satıp, hesap geldiğinde de “Yahu bu ne!” diye dükkanı yiyip, içmiş olan modeller vardır. Yerken, içerken asla müdana etmezler, kuyruk devamlı dik!… Servis personeline kaba davranan, ukala ve saygısız modeller genelde bir çok mekan tarafından bilinirler ve kara listededir.
Rezerve için aradığında; “Abi bu akşam hiç yer yok” diye çeşitli bahanelerle mekana gelmemesi sağlanan müşteri profilleridir.
- Sen benim kim olduğumu biliyor musun?
Malumunuz alkol… Asla şişede durduğu gibi durmuyor. Efendi gibi gelip, alkol kana karışınca içinden kabadayı çıkan adamlar, hatta kadınlar vardır.
Ses tonuna asla hakim olamayan mı istersin, içtiği içki bardaklarını kendini Yunan tavernasında zannedermişcesine, tabak kırar gibi yerlere atıp kıranları mı istersin… Türlü türlü taşkınlığı yapar ve güvenlik tarafından kibarca ikaz edilince, “Sen benim kim olduğumu biliyor musun!!!!, gör bak bu mekanı rezil edeceğim” gibi hayali tehditlerle güvenliğe saranı da vardır.
Tabi bu bahsi geçen profiller daha çeşit çeşit, model model. İnanın sonu gelmez.
Hep yermek gibi olmasın. Asla yanlış anlaşılmak da istemem.
İşlettiğimiz mekanlara gelmesinden onur duyduğumuz, efendi adamlar, asil hanımefendilere de hepimizin saygısı sonsuzdur.
Onlar iyi ki varlar.
Velhasıl diyeceğim şudur ki; dışarıdan bakıldığında yaptığımız iş bazılarına ışıltılı bir hayat, renkli bir Dünya gibi görünüyor olsa da inanın ki, insanlarla uğraşmak (hele ki işin içinde alkol varken) çok zordur. Her akşam aynı mekanda varlık gösterme zorunluluğunu bilmek bile yeterince sizi boğar.
Oysa belki siz evinizde ayaklarınızı uzatmak, dinlenmek istiyorsunuzdur.
Ama gün gelip ayaklarınız geri geri gitse bile mecburen ekmek teknenize gidiyorsunuzdur. Kısacası çok da özenmesin genç nesil bu sektöre bence.
Hele ki geçen seneler içerisinde ayakların baş, başların ayak olduğu, kimde paranın, kimde gücün olduğunu asla bilemediğimiz bir dönemde yaşarken..
Kıymetli İzmirimiz’in , asil kızı yılların verdiği tecrübe ile yazının her noktasının yanına imza atarım , ekleyerek şunu demek isterim bu alemde ne kadar nezaketli olursan saygılı okursan kapıdan mutfağa,patrona kadar sevilip sayılırsın ,yine inanıyorumki paranın geçmediği mekan ve mekan sahipleri çoğaldıkça günümüzdeki sektör 97ve 2008 yıllar arasındaki kaliteli eğlence anlayışına dönecektir .
Şuan ailesi ile insanların çıkıp eğleneceği mekan sayısı yok denecek kadar 3 parmağı da geçeceğini düşünmüyorum, Çünkü Ahlak ve Eğitim seviyesi yerlerde gezmekte ,umarım ve umut ederimki Ülkemiz güzel günlere eski gece hayatına döner …
Kalemine Yüreğine sağlık …
Çok teşekkür ederim🙏🏻Bende sizin gibi aynı temennideym. Sevgiler,saygılar
Bu sektörün kompedanlarindan birisin sevgili İrem ve fikirlerin kıymetli tespitlerin nokta atışı.. Onun için kalemin hep coşsun biz de sayende farkindaligimiza kat cikalim❤️
İremcim kalemine sağlık iyi bir gözlemci olduğun bir gerçek bunu kimse inkar edemez.. bir günde bu gece alemini bir DJ (diskjockey)arkadaşının gözlemlerinden paylaşmanı isterim gülmekten karnına ağrılar girer neler yaşıyoruz neler 😂😂 gece alemi gerçekten zahmetli bir alem.Başarılarının devamını diliyorum.
Kaleminize yüreğinize sağlık daha iyi anlatılamazdı🫶👏
İrem hn tebrik ediyorum,yıllardır bende gece hayatının içinde olan biri olarak ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi,resmen sektörün MR’ını çekmiş..:)