24 Mayıs 2024

Kadınların sesleri: Orta Doğu bağımsız sinemasında feminizm!

Orta Doğu sineması denilince aklımıza gelen tüm önyargıları bir kenara bırakıyoruz. Özellikle bağımsız İran sineması kadınların tüm seslerini duyurmak için meydan okuyor.

Orta Doğu, binlerce yıllık tarihi ve kültürel zenginliğiyle dünya üzerinde tartışmasız en iyi bölgelerden biri olarak biliniyor. Ancak, bu bölgenin sinema dünyasına katkısı genellikle sadece politik çalkantılar ve dini içerikli filmler olarak sınırlı görülse de bakış açısını aşan bir sinema geleneği de oldukça hakim…

Özellikle, kadınların deneyimlerini ve seslerini ön plana çıkarmasıyla bir devrime imza attılar desek pekte abartmış olmayız.  Bağımsız İran Sineması, kadınların günlük yaşam mücadelelerinden, toplumsal cinsiyet rollerine ve feminizme kadar oldukça etkili konuları gözler önüne seriyor.

Sizlere, ‘Orta Doğu Bağımsız Sinemasında Feminizm ve Toplumsal Cinsiyet’ başlıklı içeriğimi sunmaktan şimdiden büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bu içerikte, Orta Doğu bağımsız sinemasının kadın deneyimine, feminizm ve toplumsal cinsiyet konularına olan katkısını detaylı bir şekilde ele alacağız.

Orta Doğu sinemasında kadın yönetmenlerinin ve senaristlerinin eserlerini incelerken, gördük ki hep bir çekingenlik, hep bir ‘öteki’ olma korkusu ve şiddet mağduru olma psikolojisi ele alınıyor. Ama neden? Belki de bunu anlamanız için bu filmlerin her birisi altın değerindedir… Sevginin zorbalıktan güçlü olduğu, toplumun vicdanlı olduğu, kadının adı olduğu ve önemlisi insanların eşit olduğu bir dünya dilerim size.

Dinlediğiniz, belki okuduğunuz hatta maruz kaldığınız fakat gerçek olduğuna emin olduğunuz yaşamlara dokunmaya hazır mısınız? Kadınların sesleri, bu sinema tarzında güçlü bir şekilde yankılanıyor! Toplumun bütün kadınlarının sesi hep bir ağızdan yükselsin, iyi seyirler…

CENNETİN RENGİ:

Bu dokunaklı hikaye kör bir çocuk olan Mohammed’in çevresinde gelişir. Yaz tatili geldiğinde Mohammed için Tahran’daki okulundan ayrılıp tatile çıkma zamanı gelmiştir. Sabırsızlıkla babasını bekler, böylece birlikte evlerine dönebileceklerdir. Ancak babası Mohammed’in kör olması nedeniyle oğlundan utanmaktadır ve bu nedenle de okula beklendiğinden daha geç varır. Müdürden, oğlunu yaz boyunca bu okulda tutmalarını istese de başarılı olamaz ve oğlunu alıp eve dönmek zorunda kalır.

PERSEPOLİS:

Yıl 1970 İran. Marjane Statrapi, gencecik gözlerle izlemektedir İran rejiminde olan bitenleri. Bugüne kadar yazılıp çizilen onca şeyin ardından bir kez de küçük bir kızın penceresinden bakmanın farklı tadı yansıyor perdeye. Marjane’in ailesi Şah iktidarının düşüşü karşısında çok mutludurlar. Ekonomik ve toplumsal yaşam standartları açısından artık yeni umutlar filizlenmiştir. Onca zor zamanlardan sonra artık demokratik bir yönetim anlayışına kavuşacaklarını düşünen İranlılar hayalkırıklığı yaşayacaklardır. Şimdi de mollaların zamanıdır. Bu karanlık dönemleri Marjane’in penceresinden anlatan Persepolis çizgi roman başyapıtı olarak nitelendiriliyor.

KEFERNAHUM:

Lübnan & Fransa ortak yapımı dram filmi, Lübnanlı bir çocuk olan Zain’in hikayesini anlatıyor. Film, Zain’in sıradan bir küçük çocuktan, kendisini istismar eden ailesine baş kaldırıp kaçan, zekası ve pratikliği ile sokaklardaki yaşam savaşından galip çıkan ve kendisine yapılan haksızlığın karşısında dimdik duran, 12 yaşındaki genç bir delikanlıya dönüşümünü gözler önüne seriyor. Bu süreçte Zain hayat mücadelesi veriyor, Etiyopyalı mülteci Rahil ve onun bebeği Yonas’a göz kulak oluyor, şiddet suçundan hapse giriyor ve en sonunda mahkemede adalet arıyor. Nadine Labaki’nin yönetmenliğini üstlendiği Kefernahum filminde başrolü, Zain Al Rafeea üstleniyor. Filmin senaryosunda ise yönetmenle birlikte Michelle Keserwany ve Jihad Hojeily’nin imzası var. Prömiyerini Cannes Film Festivali’nde gerçekleştiren film, Toronto, Melbourne, Saraybosna, Zürih, Busan, Londra ve Stockholm gibi uluslararası festivalleri dolaştı. Cannes’dan 3 ödülle dönen film Altın Palmiye ödülü için de adaylık sahibiydi.

İÇİMDEKİ YANGIN:

İçimdeki Yangın’da yönetmen Denis Villeneuve, yazar Wajdi Mouawad’ın bol ödüllü tiyatro oyunundan sinemaya taşıdığı trajik bir hikâye ile karşımızda. Aile dostları olan bir avukatın çağrısı üzerine annelerinin ölümünün ardından kendilerine yazılmış bir mektupla karşılaşan ikiz kardeşler Jeanne ve Simon, ölen annelerinin son arzusunu yerine getirmek amacıyla Lübnan’a doğru yola çıkarlar. Simon ilk başta isteksiz davransa da bir süre sonra o da kardeşi Jeanne’e katılır… Aradan geçen yıllar, ailenin tarihini karmaşık bir hale getirmişse de, çocuklar bu serüvenin izlerini sürmeye kararlıdırlar. Fakat gün geçtikçe daha fazla deştikleri geçmiş, kardeşleri yürek burkan gerçeklerle yüz yüze getirecektir. Orta Doğu’daki iç savaşın en karanlık dönemine ışık tutan İçimdeki Yangın, En İyi Yabancı Film Oscarı’na da aday gösterilmişti.

ELLY HAKKINDA:

Almanya’da yaşayan Ahmat, bir süre sonra İran’ı ziyarete gider. Orada onu eski arkadaşları karşılayacaklardır. Birlikte bir tatil planı yaparlar. Hazar Gölü kıyısında üç gün birlikte eğleneceklerdir. Tatili düzenleyen Sepideh, bu tatile Elly’ı da çağırır. Ahmad Elly’ı tanımamaktadır ama Sepideh’in amacı biraz da onları yakınlaştırmaktır. Tatil güzel geçmektedir, ta ki ikinci gün Elly kaybolana dek… O günün sabahında Tahran’a dönmesi gerektiğini söylemiş olan Elly, nasıl yok olmuştur? Bu andan itibaren bazı yalanlar ortaya çıkar ve yalanın tüm olayların seyrini nasıl değiştirebildiği gözler önüne serilir.

HEIRAN:

İranlı bir lise öğrencisi olan Mahi, savaştan kaçarak yasadışı yollarla ülkeye girmiş Afgan işçi Heiran’a aşık olur. Ancak ailesi, kızlarının bir Afgan’la evlenmesini istememektedir. Mahi’nin ailesiyle aşkı arasında bir tercih yapması gerekecektir. Kadınların bölgede yaşadığı sıkıntıları, stresleri oldukça iyi alan bu film bir çok dalda ödül sahibi olmuştur.

VAAT EDİLEN CENNET:

İki çocukluk arkadaşı, intihar bombacısı olarak yetiştirilirler. İkisinin de amacı Tel Aviv’de büyük bir eylem gerçekleştirmektir. Olay öncesi aileleriyle son bir gece geçirirler. Ve son yolculukları başlar… Fakat adım adım eylerimlerine yaklaştıkça, beklenmedik olaylarla karşılaşırlar ve kader yavaş yavaş yollarını ayırır.
Vaat Edilen Cennet, gerçekleştirdikleri terör olayları ile bütün dünyayı şaşkına çeviren intihar bombacılarının dünyasına içeriden bakıyor. Gösterildiği yerlerde olay yaratan sarsıcı bir film. Bütün dünyanın algılamaya çalıştığı bir ruh hali üzerine önemli bir inceleme.

HOLY SPİDER (KUTSAL ÖRÜMCEK):

Kutsal Örümcek, İran’ın kutsal şehri Meşhed’i, ahlaksız ve yozlaşmış sokak fahişelerinden “temizlemek” için kendi dini arayışına girişen aile babası Saeed’in hikayesini konu ediyor. Saeed, İran’ın kutsal şehri Meşhed’i sokak fahişelerinden temizlemek adına birkaç kadını öldürür. Ancak o kendisine amaç edindiği bu kutsal göreve karşı halkın ilgisinin eksikliğinden şikayetçidir. Bu sırada kendisine Örümcek Katili adını veren bir seri katil şehrin sokaklarında kendisine av aramaktadır. Bu durum üzerine kadın bir gazeteci katilin peşine düşer.

ETİKETLER: