Türk kültüründe kadının yeri çok önemlidir. Orta Asya’da sosyal ve siyasal hayatın içinde olan kadının adı Orhun Kitabelerinde
hakandan hemen sonra gelir. Oğuznâmelerde ve özellikle Dede Korkut Kitabı’nda Alplar teşkilatı içinde kadın alpların devletleri için yaptıkları önemli faaliyetler anlatılır. İlk Müslüman Türk devletlerinde, hanedan mensubu olsun olmasın, kadınların özel askeri birlikleri bile vardı.
Selçuklu Hükümdarlığı döneminde, Bacıyân-ı Rum da çok önemli sosyal ve askeri faaliyetlerde bulunmuş. Anadolu Bacıları olarak da bilinen bu oluşum, Fatma Bacı tarafından kurulmuş.
13. yüzyıl döneminde Anadolu’ya göç etmiş Türkmen kadınların Hacı Bektaş-ı Velî’den aldıkları öğretilerle Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması yönünde büyük hizmetleri olmuş.
İlk olarak Aşıkpaşazade’nin eserlerinde görürüz bu bacılarımızı. Aşıkpaşazade, eserinde bu sufi hanımları, Bâciyân-ı Rûm olarak isimlendirmiş.
Usta-çırak ilişkisi içerisinde eğitim sistemine tabi olan Bacıyan-ı Rum kadınları, sanat meslekte intisap, örgücülük ve dokumacılık, askerî faaliyetler, misafir ağırlama, ve dini-Tasavvufi ve eğitim faaliyetleri vermiş.
Moğollar, Anadolu’yu işgal edip Anadolu Selçukluları Devleti Moğol hâkimiyeti altına girince Moğol iktidarı kendi iktidarına karşı direnen Ahi Teşkilâtıyla birlikte Bacı Teşkilâtını da dağıtmış. Bunun sonucunda 14. Yüzyıl içerisinde bu teşkilât tamamen dağılmış.