6 Nisan 1453’te, Bizans surlarının önünde, Hz. Muhammed’in “Konstantiniyye elbet fetholunacaktır, onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden ordu ne güzel ordu” sözlerine nail olmayı bekleyen binlerce Osmanlı askeri ve kendinden emin, kararlı genç bir komutan duruyordu.
Emeviler’den bu yana birçok kez kuşatılan, ancak bir türlü fethedilemeyen Konstantiniyye’nin kaderi bilinmeze doğru giderken, surların içinde yaşayan halkı panik ve korku sarmıştı.
Bu yazıda sizlere Konstantiniyye’nin yani İstanbul’un fethinde savaşın seyrini değiştiren 5 stratejik hamleyi anlatacağız.
1) RUMELİ HİSARI
Sultan Mehmet Han, İstanbul’u kuşatmadan önce Bizans’a gelecek olan her türlü yardımın önünü kesmek istiyordu. Büyük dedesi Yıldırım Beyazıt’ın 1395’te yaptırdığı Anadolu Hisarı‘nın karşısına Rumeli Hisarı‘nı yaparak Karadeniz ve Marmara Denizi arasındaki geçişin kontrolünü sağladı.
Karadeniz’den gelen erzak ve asker yardımlarının İstanbul’a ulaşmaması gerektiği emrini veren Sultan Mehmet, bu hamlesiyle Bizans’a karşı ilk psikolojik üstünlüğünü sağlamış oldu.
2) SULTAN MEHMET GEMİLERİ KARADAN YÜRÜTTÜ
Bizans’ın surlarının en zayıf olduğu bölge Haliç tarafıydı. Bunu bilen Bizans İmparatoru Galata’dan büyük bir zincir çektirerek, gemilerin Haliç’e girmesini engellemişti. Ancak Sultan Mehmet için imkansız diye bir şey yoktu.
Gemileri Haliç’e indirmek için plan yapan Sultan Mehmet Han, 22 Nisan gecesi 70’den fazla irili ufaklı gemiyi karadan yürüterek Haliç’e indirmeyi başardı. Bu işi yaparken o kadar titiz ve sessiz davrandılar ki, yanı başlarında bulunan Cenevizlilerin ruhu bile duymadı.
Sultan Mehmet bu planını sorunsuz gerçekleştirmek için Bizans’ın odağını başka yere çekmeyi başardı. Bizans halkı bir sabah uyandığında Haliç’te boydan boya onlarca gemiyi görünce neye uğradıklarını şaşırmıştı.
3) BİZANS’IN ÖLÜMCÜL SİLAHI ‘RUM ATEŞİ’
Fetih boyunca belki de Osmanlı ordusunu en çok zorlayan silahlardan bir tanesi de Rum Ateşi’ydi. Öyle ki bu ateş püskürtüldüğünde her yer alevler içinde kalır ve saniyeler içinde her şeyi küle çevirirdi. Hatta Rum Ateşi öyle bir silahtı ki, su bile bu ateşe etki etmezdi. Bizans’ın 7. Yüzyıldan bu yana birçok savaşta kullandığı Rum Ateşi, Osmanlı ordusuna karşı surları başarılı şekilde savunmuştu.
4) SUR DELEN ŞAHİ TOPU
İstanbul asırlar boyu birçok kez kuşatılan, ancak bir türlü fethedilemeyen bir şehirdi. Çünkü Bizans’ın surları kalın ve sağlamdı. Bunu bilen Sultan Mehmet kuşatmadan aylar önce bizzat kendisinin tasarladığı ve adına Şahi dediği topları döktürdü.
Şahi topu 800 kilogram ağırlığındaki topları 1200 metreye kadar fırlatabiliyordu. Edirne’den 60 öküzle çekilen, devrilmesin diye 200 askerin etrafına konuşlandığı 3 top, ateşlendiği an, surlarda dev delikler açıyordu. Böylelikle Osmanlı askeri açılan gedik kapatılmadan şehre sızmayı başarmıştı.
5) YERALTI SAVAŞCILARI LAĞIMCILAR
Osmanlı’nın özellikle kale savaşlarında en etkili savaş taburlarından birisi de lağımcı ocağıydı. Lağımcılar yerin birkaç metre altına tünel inerek kale surlarına kadar kazıyordu. Surların altına geldiklerinde ise patlayıcı yerleştirip tüneli havaya uçurarak surda delik açmaya çalışırlardı. İstanbul’un fethinde de lağımcılar yer altında birçok kez Bizans askerleriyle savaşırken, patlattıkları tünelle bir surda çökme meydan getirmişlerdi.
İstanbul’un fethinin üzerinden tam 571 yıl geçti. Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettiği için Fatih olarak anılırken, farklı dinlerden olanlara hoşgörü ile yaklaştı, bir çağı kapatıp yeni bir çağ açtı.