İklim değişikliği, sadece kutuplardaki buzulların erimesine ya da hava sıcaklıklarının artmasına neden olmuyor. Aynı zamanda sağlığımızı da doğrudan etkiliyor. Son yıllarda alerjik hastalıklarda gözlemlenen artışın en önemli nedenlerinden biri de iklim değişikliği. Özellikle mevsimsel alerjisi olan bireyler için bu değişim, daha uzun süren ve daha şiddetli semptomlar anlamına geliyor.
Küresel ısınma, bitkilerin daha erken çiçek açmasına ve daha uzun süre polen üretmesine neden oluyor. Bu da polen sezonlarının uzamasına yol açıyor. Örneğin, ABD’de yapılan bir araştırma, 1990’dan 2018’e kadar geçen sürede polen mevsiminin ortalama 20 gün uzadığını ortaya koydu.
Artan karbondioksit (CO₂) seviyesi, bitkilerin daha fazla polen üretmesine yol açıyor. Özellikle ragweed (ambrosia) gibi alerjenik bitkiler, yüksek CO₂ seviyelerinde daha fazla ve daha güçlü alerjen içerikli polen salabiliyor.
HAVA KİRLİLİĞİ DE ETKİLİ
İklim değişikliğiyle birlikte artan hava kirliliği de alerjileri kötüleştiriyor. Egzoz gazları ve ozon, polenlerin yapısını değiştirerek bağışıklık sistemimizi daha da tetikleyebiliyor. Ayrıca bu kirleticiler solunum yollarını hassaslaştırarak astım gibi alerjik hastalıkları şiddetlendirebiliyor.
Öte yandan iklim değişikliği, bitki örtüsünü ve hayvan dağılımını da etkiliyor. Bu da bazı bölgelerde daha önce görülmeyen alerjen türlerinin ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Örneğin, Türkiye’nin bazı bölgelerinde son yıllarda daha önce rastlanmayan polen türlerine bağlı alerjiler bildirilmeye başladı.
NE YAPMALI?
- Polen sezonlarını takip etmek ve bu dönemlerde açık havada geçirilen süreyi sınırlamak.
- Evde hava filtreleri ve polen geçirmeyen sineklikler kullanmak.
- Doktor kontrolünde antihistaminik veya aşı tedavileri planlamak.
- Küresel ölçekte karbon ayak izimizi azaltmak adına bireysel önlemler almak.