Hindi yılbaşı sofralarına nasıl girdi?

Hindinin hikayesi 16. yüzyıla kadar uzanıyor. Bu iri kuş, ilk kez Amerika kıtasında  şimdiki Peru’da keşfedildi. O zamanlar yılbaşı sofralarının vazgeçilmezi olan salamura domuz başı yerini hindiye bıraktı. Amerika’da yayılan hindi gel zaman git zaman Avrupa’ya getirildi. Avrupa’dan Osmanlı İmparatorluğu’na gelmesi ise biraz daha geç oldu.

Osmanlı’da hindinin adı önce “çulluk kuşu” olarak geçti. Halk arasında ise “Hint tavuğu” olarak anılmaya başlandı. Zamanla bu isim hindiye dönüştü.

Osmanlı’da hindi önce zengin sofralarının bir süsüydü, özellikle büyük ziyafetlerde tüketilirdi. Fakat hindinin yılbaşı sofralarına girmesi Batı kültüründen etkilenmeyle oldu. Avrupa’da 19. yüzyıldan itibaren yılbaşında hindi tüketme geleneği yaygınlaşınca, Türkiye’de bu gelenek Cumhuriyet’in ilk yıllarında, modernleşme ve Batılılaşma çabalarıyla birlikte benimsenmeye başlandı.

Hindiyi yılbaşı sofralarının yıldızı yapan birkaç neden var. Bunların başında hindi, kalabalık aile sofraları için ideal bir seçim. Bir hindi, birden fazla kişiyi doyurabilecek kadar büyük! Öte yandan hindinin dolması ya da fırında pişmiş hali sofrada adeta görsel bir şölen sunuyor. Kış aylarında, özellikle yılbaşı zamanı, hindinin etinin lezzeti en üst seviyeye çıkıyor.

Zamanla Türk mutfağı hindiyi kendi damak tadına uygun şekilde uyarladı. Klasik fırında hindi dolmasından, kestaneli pilavlı hindilere kadar pek çok tarif gelişti. Günümüzde ise zencefilli marineli hindiden barbekü soslu hindilere kadar daha modern dokunuşlarla sofraları süslüyor.

Her ne kadar hindi yılbaşı sofralarının klasikleşmiş bir öğesi olsa da aslında önemli olan yemek değil, sofrada paylaşılan mutluluk. Hindi, bu anlara lezzet katan bir detaydan ibaret. Yani, yılbaşı gecesi hindi olmasa da olur; sevgi ve kahkaha her sofrayı zenginleştirir!

Yeni yıl sofralarınızı nasıl süslerseniz süsleyin, 2024’ün hepimize mutluluk ve bereket getirmesi dileğiyle… Şimdiden iyi yıllar!