13 Nisan 2025

Gözyaşlarının, çığlıkların hikayesi animeler!

Anime izlemeyen biri için, bu dünyanın ne kadar yoğun, duygusal ve bazen de çok acayip olduğunu anlatmak zor. Ama bir kere içine girince… (Girmiş bulundum maalesf) geri dönüş yok. Çünkü...

Anime izlemeyen biri için, bu dünyanın ne kadar yoğun, duygusal ve bazen de çok acayip olduğunu anlatmak zor. Ama bir kere içine girince… (Girmiş bulundum maalesf) geri dönüş yok. Çünkü anime = duygu rollercoaster’ı + bol gözyaşı + çok fazla “N’oluyor ya?” sahnesi…

Benim anime serüvenim Yakışıklı bulduğum Japon oyunculardan Takeru Sato’nun Ajin Demi-Human filmiyle başladı. Sonra filmin bir animeden esinlenerek yapıldıüğını öğrenince, kendimi ufak çaplı anime dünyasının içinde buldum. Şimdilerde gençler arasında da en az Kore dizileri kadar popüler.  Peki neden bu kadar çok seviyoruz? Gel biraz popüler animeler eşliğinde keşfedelim!

Mesela İzleyiciye sürekli bir travma nasıl sanatsal bir biçimde yaşatılır bunu  Attack on Titan’la (Shingeki no Kyojin) görüyorsunuz. İlk başta “devler insanlara saldırıyor, tamam ilginç” diyorsun ama sonra bir bakmışsın devlet sırları, insanlık felsefesi, ihanetler, gözyaşları… Sonra tekrar gözyaşları… Her sezon finali sonrası “BEN NE İZLEDİM ŞİMDİ?” diye oturduğun yerde kala kalıyorsun. İzlemeyenler varsa beyin yakmalık olduğu için şiddetle tavsiye ederim.

Kardeşlik dramı desen var, görsel şölen desen var. Demon Slayer (Kimetsu no Yaiba) da en sevdiğim replik; Kardeşin için neler yapardın? Tanjiro: “Tüm iblisleri keserim!” Animasyon kalitesi zaten film gibi seviyesinde. Her dövüş sahnesi, gözlerin bayram ediyor; duyguların ise bayram sonrası gibi perişan. Bolca mendil peçete bulundur yanında izlerken.

Tam bin bölümlük bir anime var ki zaten 999’u ağlayarak geçiyor. O da One Piece. Luffy ve tayfası… Onlar sadece korsan değil, bizim canımız ciğerimiz. Başta “Bu çok uzun, ben başlayamam” diyenlerin %90’ı şu an 800. bölümde. Ve ağlıyor… Ağlamaya da devam edecekler. Çok fazla spoiler vermek isterdim ama nayır, izleyin!

Ah karanlık ruhlar, karizmatik hocalar ve bolca aksiyon derseniz de  Jujutsu Kaisen tam sizlik. Gojo Satoru diye bir karakter var ki… Sadece göz bandıyla bile kalp çalabiliyor. Dövüş sahneleri, epik. Duygusal travmalar ise garanti.

Bu arada anime izlemeye yeni başlayacaksanız aç karnına başlamayın. Yemek animeleri size gece 2’de noodle yaptırabilir. Sadece bir bölüm diye bir şey YOK bu arada. Bunu da kabul et. Ve izlerken Türkçe dublajlı açma Japonca aç, altyazıyı takip et. O duygu ses tonlarında gizli. Öte yandan Japoncaya da aşina olursun. Kanjileri ezberleme derdi olmasa ve şıp diye konuşsak izlerken… Ah ne güzel olurdu… Hee bir de anime karakterine aşık olman çok normal. Hepimiz oradaydık.

 

 

ETİKETLER: