Engin Fırat’tan Türk Futbolunun Güncel Durumu ve Yurt Dışındaki Başarılar Hakkında Analizler
Kariyeri boyunca Türkiye, İran, Moldova ve Kenya gibi farklı ülkelerde teknik direktörlük yapan Engin Fırat, özellikle son olarak Kenya Milli Takımı’nı çalıştırmasıyla tanınıyor. Yurt dışındaki deneyimlerini ve Türk futbolunun uluslararası arenadaki konumunu değerlendiren Fırat, Demirören Haber Ajansı’na özel açıklamalarda bulundu. Kendisi, “Türk hocaların yurt dışında başarılı olabilmesi için öncelikle Avrupa kupalarında dikkate değer sonuçlar elde etmesi gerektiğine inanıyorum. Türkiye Süper Ligi’nde şampiyon olmak, uluslararası saygınlık kazandırmaya yetmiyor” diyerek durumu özetledi.
Türk Hocaların Yurt Dışında Kendine Alan Açma Mücadelesi
Fırat, Türk teknik adamlarının uluslararası platformda kendilerine daha fazla yer bulamamasını şu sözlerle yorumladı: “İlk olarak, yerel ligde elde edilen başarıların, uluslararası arenada otomatik olarak geçerliliği yoktur. Çünkü bu seviyede her şey daha yüksek standartlarda işler. Oyuncular, taktikler, tempo ve detaylar… Bu nedenle, Türk hocaların yurt dışında kendilerine alan açabilmesi adına Avrupa kupalarında dikkat çekici sonuçlar almaları gerekir. Sadece Türkiye Süper Ligi’nde şampiyon olmak, uluslararası saygınlık kazandırmak için yeterli değildir”
Avrupa Kulüplerinde Başarı ve Kısıtlı İmkanlar
Engin Fırat, düşük bütçeli takımların Avrupa’da gösterdiği başarılara dikkat çekerek şu örneği verdi: “Bu sezon Albert Riera yönetimindeki Sloven takımı, düşük bütçesine rağmen Avrupa’da çeyrek finale yükseldi. Bu, gerçekten büyük bir başarıdır. Ayrıca, kendilerinden çok daha yüksek bütçeleriyle öne çıkan Başakşehir’i farklı mağlup etmeleri, başarının göstergesidir. Soru ise şu: Bu kadar sınırlı imkanlara rağmen, bu takımlar bizim sahalarımızda eleyen ekipler bizden neyi daha iyi yapıyor? Bu sadece teknik direktör sorunu değil, bu köklü bir sistem meselesidir”
Futbolculuk ve Teknik Direktörlük Arasındaki Farklar
Türk teknik direktörlerinin yurtdışında görev yapma potansiyeline dair görüşlerini paylaşan Fırat, “Futbolculuk ile teknik direktörlük arasında büyük farklar vardır. Bir oyuncu, teknik adam olmadan önce tamamen farklı bir süreçten geçer. Oysa bizde bu süreç sağlıklı işlemediği için, birçok eski futbolcu antrenörlük koltuğuna çok hızlı oturuyor” diyerek sözlerine devam etti. Ayrıca, kendi tecrübesinden örnekler vererek, “Kenya Milli Takımı’nda görev aldığım dönemde, aktif futbolu sürdüren bir oyuncu teknik direktörlüğe adım attı. Ben ayrıldığımda, aynı oyuncu üç farklı Süper Lig takımında teknik direktörlük yapıyordu. Bu durum, eğitim ve gelişim süreçlerinin eksikliğine işaret eder” şeklinde belirtti.
Montella ve Milli Takım Seçimi
Montella’nın Milli Takım için doğru tercih olup olmadığı konusunda görüşlerini aktaran Fırat, “Kim milli takıma başarı getirecekse, o gelsin. Montella, iyi kurduğu takımıyla gelişmeye devam ediyor. Ancak, bazı Türk teknik adamlarının Montella’yı sürekli eleştirmesi, gündem yaratmak amacıyla yapılmış gibi görünüyor. Eğer Montella Türk olsaydı, bu kadar eleştirilmezdi. Bu tarz tepkiler, bazen başarıyı gölgeleyebilir” dedi.
Futbolun Modern Anlayışındaki Zorluklar ve Zayıf Kadrolarla Başarı
Fırat, çeşitli teknik adamlarla karşılaşma ve mücadele deneyimlerini şöyle anlattı: “Modern futbolda, özellikle milli takımlarda, pragmatist ve savunma ustası teknik adamlar öne çıkar. Bu tarz teknikler, zaman kısıtlaması ve kısa süreli sistem oturtma gerekliliği nedeniyle büyük avantaj sağlar. Örneğin, Didier Deschamps, risk almaktan kaçınır ve oyunu skor odaklı tutar. Carlos Queiroz, takımlarını kompakt ve planlı yaparken, Roberto Mancini ise topa sahip olmayı ve hücum çeşitliliğini tercih eder. İran Milli Takımı’nın teknik direktörü Amir Ghalenoei’yi ise, disiplinli ve mücadeleci yapısıyla oldukça beğeniyorum”. Ayrıca, “Bazen, çok daha zayıf kadrolarla, bu isimlere karşı iyi sonuçlar alıyorum. Bu başarılar, sadece teknik değil, aynı zamanda sistem ve planlama meselesidir” dedi.
Türk Teknik Direktörlerin Yurtdışında Görev Alabilmesi ve Gelişim Süreci
Fırat, Türk teknik adamlarının yurtdışında görev yapabilme şansını değerlendirirken, “Bu iş kolay değil. Futbolu bırakan bir oyuncu, birden teknik direktör olamaz. Çünkü, futbolculuk ve teknik adamlık tamamen farklı alanlardır. Bu süreç, eğitim ve zaman ister. Bizde ise, bu sürecin sağlıklı işlemediğini görüyoruz” diyerek, kendi deneyimlerini paylaştı. Ayrıca, “Kenya’da görev aldığım dönemde, aktif futbolculuğunu sürdüren biri teknik direktörlük yapıyordu. Ben ayrıldıktan sonra ise, bu kişi üç farklı Süper Lig takımıyla çalışmaya başladı. Bu, gelişim ve eğitim süreçlerinin önemini gösteriyor”
Montella’nın Performansı ve Gelecek Vizyonu
Montella’nun Milli Takım için uygun olup olmadığı konusunda fikirlerini paylaşan Fırat, “Bana göre, Milli Takım’a kim başarı getirirse, o göreve gelir. Montella, iyi bir takım kurdu ve gelişmeye devam ediyor. Ama, bazı Türk teknik adamlarının onu sürekli eleştirmesi, daha çok gündem yaratmak için. Eğer Montella Türk olsaydı, bu kadar eleştirilmezdi” diye konuştu.
İleriye Dönük Türk Teknik Direktörlere Tavsiyeler ve Yeni Nesil Yetenekler
Uluslararası arenada başarılı olabilecek yeni Türk teknik direktörleri değerlendiren Fırat, “Ben Arda Turan’ı gerçekten çok beğeniyorum. Gelişimi için sabırla kendini geliştirmeye devam ediyor. Türkiye’nin 1. Lig’inde başlaması ve adım adım ilerlemesi, onun gelişimi açısından çok önemli. Eğer bu tempoyu sürdürebilirse, uluslararası arenada fark yaratabilir” diyerek, genç yeteneklere ve gelecek vaat eden isimlere umutla baktığını belirtti. Ayrıca, “Başarı, sadece yetenek değil, sürekli gelişim ve sistemli çalışma ile gelir” ifadelerini kullandı.
