11 Ağustos 2024

DNA’m, DNA’nı çekti!

İnsanoğlu hep istiyor ve istediklerini bazen elde edebiliyorken bazen de elde edemiyor. Peki, bunun nedeni gerçekten iddia edildiği gibi enerjilerden mi geçiyor?

2006’da çıkan Rhonda Byrne ‘ın kaleme aldığı ‘Secret’ kitabının ardından başlayan evrene enerji gönderme furyası artık popüler bir hal adlı. İnsanlar sosyal medya platformlarında dilekleri gerçekleştirmenin enerjilerden geçtiğini ve bunu yapabilmek için de izlenilmesi gereken yol ve ritüelleri paylaşır oldu.

Dünyada her şeyin bir enerjisi olduğu fikrinden yola çıkan kişisel gelişim uzmanları ve spritüaller çeşitli yöntemleri paylaşmaktan geri durmuyor. Bu ritüel ve yöntemlerin tek başına ne kadar etkili oldukları bir muamma şimdilik. Ritüeller sonrası olumlu dönüşler veren de var, olumsuz dönüşler veren de.

Alman yazar Pierre Franckh ise herkesin çok konuştuğu ‘Rezonans Kanunu’ kitabıyla olayı enerjiden çok DNA’larımıza bağlıyor. Franckh, düşündüğümüz, hissettiğimiz ve inandığımız her şeyi DNA’lar aracılığı ile hayatımıza çektiğimizi söylüyor. Bununla ilgili Poponin ve Gariaev isimli iki Rus bilim insanlarının açıklamalarını Einstein ve Nathan Rosen’in bu alanda çalışmalarına örnekler de vererek, DNA’larımızın başka insanların ve başka canlıların DNA’larıyla iletişim halinde olduğunu ve aynı enerji frekansına ulaştığında ise elde edemeyeceğimiz hiçbir şey olmadığını öne sürüyor. Hatta işi daha da üst seviyeye taşıyarak DNA’ların sadece birbirlerinden bilgi almadığını aldıkları bu bilgileri de ister uyurken ister uyanıkken depoladığını söylüyor.

İnsanoğlu kadar evren de hala çok büyük bir gizem. İstemek başarmanın yarısıdır diyen atalarımızı da unutmamak istemenin de ötesine geçip dileklerimiz için çabalamamız gerektiğini buradan hatırlatmak istiyorum. Zira ne kadar bu anlamda bir takım bilgiler paylaşılsa da evren hiçbir şeyi bize altın tepside sunmuyor.

 

 

TAGS: