Özellikle tarihi japon filmlerinde ve dizilerinde evlerdeki ya da saraylardaki sürgülü kapılar mutlaka dikkatinizi çekmiştir. Soylu ve zenginlerin evlerindeki bu kapılar sıradan köylü ve vatandaşların evlerinde bulunan kapılardan farklıdır. Çünkü üzerlerinde sade veya devasa resimler vardır. İşte bu kapı sanatına Fusuma denir.
Fusuma, geleneksel Japon evlerinde kapı görevi için kullanılan opak bölme duvarlardır. Japon iç mimarisinin temel bir öğesi olan fusuma, adeta birer sanat eseridir. Haydi gelin Fusuma’nın tarihini, özelliklerini ve Japon sanatındaki yerini ve yok olmaya yüz tutan gelişimine birlikte bakalım.
Fusuma sanatı 794-1185 yıllarında ortaya çıksa da asıl yükselişi 1603-1868 yıllarındaki Edo Dönemi’nde gösterir. Bu sanatta genellikle doğa sahneleri, dağlar, nehirler, çiçekler, kuşlar gibi geleneksel Japon estetiğini yansıtan unsurlar resmediliyor. Fusuma-shōji olarak oluşturulan bu yapılar, o zamanlar tek bir büyük odalardan oluşan soyluların evlerindeki belirli alanları geçici olarak izole etmek için kullanılırdı. Paneller kumaş veya kalın kağıtla gerilirdi. Shōhekiga olarak bilinen, onları süsleyen resimleri, patronlarının, şogunların ve lordların gücünü ve zenginliğini yansıtıyordu. Prenslik konutlarında altın ve gümüş çeşitleri hakimken, tapınaklarda daha sade resimler bulunuyor.
Fusuma, özellikle Zen Budizmi etkisiyle minimalizm ve dinginlik anlayışını ön plana çıkaran bir sanat biçimi olarak da biliniyor. Bu sanatı icra eden sanatçılar, saraylar, tapınaklar gibi önemli binaların iç mekanlarını süsleyerek bu tarzın yaygınlaşmasını sağladı.
Günümüzde Fusuma sanatı daha çok Kyoto’da yapılıyor. Modern Japon evlerinde bu sanat uygulanmıyor ama modern evlerin arasında bu geleneksel dokuyu yaşatmak isteyenler bu sanattan vazgeçmiyor. Bu sanatı ülkeye gittiğinizde eski evler, saraylar ve tapınaklar dışında görebileceğiniz yerler ne yazık ki, sınırlı. Dünyada birçok sanatın geleceğe yenilmesinin en güzel yansımalarından biri de ne yazık ki, fusumalardır.