Gerçek yaşanmış olayların anlatıldığı türkünün Malatya’da geçen hikayesinde Suna ve Fahri isimli bir çiftin birbirlerine olan büyük aşkları ve bu aşkın son derece hazin bir şekilde bitişi anlatılır.
Suna ve Fahri Bey’in yaşadıkları zamanda hamama gitmek kadınlar arasında son derece sevilen bir etkinliktir. Tüm kadınlar toplanarak hamama gider ve eğlenceler düzenlerdi. Yine bir hamam eğlencesi sırasında da Suna kıyafetlerini çıkardığında sırtındaki beni en yakın arkadaşı Neriman Hanım görür. Daha önce görmediği için de dikkatini çeker. Eve gidince de Suna’nın sırtındaki beni kocasına anlatır.
Bir gün kahvede Fahri Bey ile Neriman Hanım’ın kocası kavgaya tutuşurlar. Bu kavga sırasında Neriman Hanım’ın kocası Fahri Bey’e, ağır laflar söyler. Eşinin sırtındaki beni bile bildiğini söylediğinde Fahri Bey duyduklarına inanmaz. Eve gider ve Suna ile kavga eder. Fahri Bey eşine inansa da eskisi kadar aşk ile davranmaz. Bazen günlerce eve gelmez, geldiğinde de Suna’nın yüzüne bile bakmaz. Bu durum da Suna’nın her geçen gün daha da zoruna gider.
Bu duruma daha fazla katlanamayacağını anladığında eşine bir mektup yazarak kendini asar. Fahri Bey işten eve döndüğünde de eşinin cansız bedeniyle karşılaşır. Bu olay karşısında da türkünün sözlerini eşinin başında söylemeye başlar… ‘Uyan Sunam uyan! Derin uykundan…’