Ulaşım araçlarının birbirinden farklı malzemelerle üretilip, değişik tasarımlara sahip olduğunu çoğunuz fark etmişssinizdir. Uçakların yapısından otomobillere kadar her ulaşım aracı, farklı tasarımda ve malzemelerle üretiliyor. Bunlar genellikle yolculuk sırasında veya olası bir durumda tehlikeyi önlemek için tasarlanıyor.
Peki ya gemilerde hiç renk detayına dikkat ettiniz mi? Muhtemelen suyun üzerinde olduğu için genellikle gemilerin altındaki kırmızı renk çok fazla dikkatinizi çekmemiştir.
Ancak bir tersaneden suya bırakılan veya batan bir geminin mutlaka alt kısmını görmüşssünüzdür. Peki ya kırmızı renk… Evet, asırlardır denizcilik tarihinde gemilerin alt kısmı kırmızı ve parlak görünümlü bir malzemeyle üretiliyor. Bunun neden tercih edildiğinin cevabı ise oldukça basit.
KIRMIZI RENK TAMAMEN BİLİNÇLİ YAPILAN BİR ŞEY
Bir gösteriş veya hoş görünümden ziyade gemilerin altının kırmızı renkte olması, denizcilikle uğraşanlar için çok önemli bir etken. Sıradan bir vapurun aksine uzun yol gemileri suyun içerisinde saatlerce vakit geçiriyor ve yol sırasında yüzlerce, hatta binlere su altı canlısına denk gelebiliyor. Kırmızı rengin önemi ise işte tam da burada ortaya çıkıyor.
Kırmızı renk furyası, asla yeni uygulanan bir yöntem değil. Dünya denizcilik tarihinde eski uygarlıklara kadar gemilerde sıklıkla bu renk tercih edilmiştir.
O dönemden günümüze gemilerde kırmızı renk kullanılması sembolik veya görsel açıdan cazibesi olduğu için kullanılmıyordu. Bu kaplama, tamamen geminin gövdesine zarar verecek midye ve solucan gibi deniz organizmalarına karşı bütünlüğü korumak için gemilerde tercih ediliyor.
Eski gemiler çoğunlukla ahşap malzemeden üretilse de, kırmızı renkli gövdeleriyle olası engellemelerin önüne geçti. Şimdiki gemilerde ise bakır malzemeler kullanılıyor ve kırmızı renkle donatılarak çok daha korunaklı hale getiriyor. Bu renk, gemiler için hayati bir öneme sahip ve ilerleyen yıllarda da kullanılması öngörülüyor.
RENK KADAR BAKIRIN DA BÜYÜK ÖNEMİ VAR
Ahşapla kıyaslandığında bakır, gemicilik döneminde devrim niteliğinde bir malzeme diyebiliriz. 18. yüzyılda biyolojik kirlenme ile mücadelede sistematik olarak kullanılan bakır, İngiliz Kraliyet Donanması ile birlikte artık gemilerde de yer almaya başladı. Bu malzeme ise, tıpkı kırmızı renkte olduğu gibi tamamen dışarıdaki etkenlerin gemiye zarar vermesinin önüne geçmek için gemiciler tarafından ilk tercih edilen malzeme haline geldi.
Kırmızı renkle birleştirilen bakır, yeni dönemde de gemiciler için olmazsa olmazlardan biri oldu. Zehirli boyaya karıştırılan bakır, yavaş yavaş suya sızıyor ve deniz canlılarının gövdeye yapışmasını büyük ölçüde engelliyor.
KIRMIZI RENKLİ BAKIR, ÇEVREYE ZARAR DA VERİYOR
Her ne kadar gemiciler için iyi bir seçenek olsa da kırmızı renkli bakır gövdeler, suya zehirli bileşenler bıraktığı için deniz yaşamını da riske atıyor. Öyle ki deniz canlılarının biyolojik yaşamının yanı sıra su dengesini de bozduğu tespit edildi. Yine de bu konuda alınmış herhangi bir önlem veya engelleme bulunmuyor.
Peki siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı paylaşmayı unutmayın.
Kaynak: Themaritimepost.com