Yıl 1885… Sanayi devriminin rüzgarı Avrupa’da güçlü bir şekilde eserken, Almanya’nın Karlsruhe şehrinde bir mühendis, hayallerini gerçeğe dönüştürmek için atölyesinde gece gündüz çalışıyordu. O kişi, bugün modern otomobillerin atası olarak kabul edilen aracı icat edecek olan Karl Benz’di.
Karl Benz’in aklındaki fikir basitti ama bir o kadar devrim niteliğindeydi: Benzinle çalışan, içten yanmalı motorlu bir araç yapmak. O dönemlerde yollar at arabalarıyla doluyken, böylesine bir düşünce cesaret isteyen bir hayaldi. Fakat Benz, sadece hayal kuran bir mucit değildi; aynı zamanda onu gerçekleştirebilecek yetenek ve azme sahipti.
Benz Patent-Motorwagen adı verilen bu araç, 3 tekerlekli ve hafif bir yapıya sahipti. Üzerinde, 0.75 beygir gücünde bir içten yanmalı motor vardı. Motorun gücü, zincir sistemi aracılığıyla arka tekerleklere iletiliyordu. Bugün bize basit gibi görünse de, o dönemin teknolojisi göz önüne alındığında tam anlamıyla bir mucizeydi.
Karl Benz, 1886 yılında bu icadının patentini alarak otomotiv tarihinin temellerini attı. Ancak yolculuk henüz yeni başlıyordu. İlk sürüşler halkın ilgisini çekse de, birçok kişi bu garip ve “gürültülü” makinenin güvenilir olup olmadığını sorguluyordu. İşte tam bu noktada, Benz’in eşi Bertha Benz devreye girdi. O, bu icada duyulan şüpheleri yok etmek için bir maceraya atıldı.
Bertha Benz, eşinin haberi olmadan Benz Patent-Motorwagen’i alarak yaklaşık 106 kilometrelik bir yolculuğa çıktı. Mannheim’dan Pforzheim’a kadar süren bu yolculuk, otomobilin gücünü ve dayanıklılığını kanıtladı. Aynı zamanda dünyanın ilk uzun otomobil yolculuğu olarak tarihe geçti. Bertha, benzinin bittiği yerlerde eczanelerden yakıt temin ederek, bu araca olan inancını bir kez daha gösterdi.
Bu büyük başarıdan sonra Karl Benz’in icadı, dünyada büyük yankı uyandırdı. Benz Patent-Motorwagen, otomotiv sektörünün temellerini atarak, insanlığı bambaşka bir çağa taşıdı. Bugün kullandığımız otomobiller, lüks spor araçlar ve elektrikli teknolojiler; hepsi o ilk adımın ve bir hayalin meyvesi.
Her direksiyona oturduğumuzda, Karl Benz’in tutkusu ve Bertha Benz’in cesaretiyle yazılmış bu hikayeyi hatırlamak gerekiyor. Çünkü ilerlemenin formülü basittir: Bir motor, bir tekerlek ve büyük bir hayal…