Her geçen gün kendi kabuğumuza çekiliyoruz. Özellikle Uzak Doğuda çok sık görülen, batı toplumlarına da giderek yayılan Hikokomori bir tür kendi kabuğuna çekilme hali. Bu olgu, sosyal ilişkilerin reddi olarak da tanımlanıyor. İlk olarak 1970’lerde meydana gelen ve sonrasında 1990’larda artış gösteren hikikomori durumu, çeşitli faktörler nedeniyle odalarına kapanan ve yıllarca odalarından çıkmayan gençler için kullanılıyor.
Kızlar biraz daha sosyal olduklarından olsa gerek daha çok genç erkeklerde görülüyor. Öyle ki bu gençler sadece toplumdan değil, aile fertlerinden de kendilerini tamamen soyutluyorlar. İlla ki, filmlerde ve dizilerde görmüşsünüzdür bu tipleri. Odaları aynı zamanda bir çöp evden de farksızdır. Yedikleri yemeklerin çöplerinden o odalarda adım atamazsınız.
Hikikomori fenomeni ilk kez 1978 yılında, Japon psikolog Yoshimi Kasahara tarafından çekilme nevrozu olarak ortaya atıldı daha sonra da 1988’de Japon psikiyatrist Prof. Tamaki Saito tarafından sıklıkla kullanılmaya başlandı. Hikikomori rahatsızlığı olan kişilerin kendilerini toplumdan izole etmeleri ailesini ve yakın çevresini de olumsuz etkileyebilir.
HİKOKOMORİ’NN NEDENLERİ NELER?
Uzmanların görüşüne göre hikikomoriye etki eden faktörler arasında en önemlileri erkek olmak, psikiyatrik tedavi öyküsünün varlığı ve okuldan zamansız ayrılma gibi durumlar yer alıyor. Diğer nedenler ise şu şekilde;
-Kendini sınırlandırma,
-Aşırı sosyalizasyon,
-İnternet bağımlılığı,
-Olumsuz sosyal deneyimler,
-Akademik başarısızlık
-Artan sosyal medya kullanımı ve küreselleşme de bu rahatsızlığa neden olan faktörler arasında yer alır.