27 Ekim 2024

Yapay zeka sanatçılarla kapışıyor: Kim kazanacak?

Tüm dünya bir yandan yapay zekanın nimetlerinden faydalanırken bir yandan da yapay zekadan korkuyor. Herhangi bir mesleğin hatta sanatın bile artık yapay zeka tarafından yeniden yorumlanması, sanatçılar ve yapay zeka arasında adeta bir savaş başlamasına neden oldu.
A robotic artist, meticulously painting a landscape on canvas. Its metallic form and intricate gears contrast with the idyllic scenery.

Yapay zeka destekli sanat eserlerinin artışı, sanat dünyasında büyük bir dönüşümün habercisi. Teknoloji, yaratıcı alanlara beklenmedik bir giriş yaparak sanatın doğasını ve değerini sorgulatan bir etki yarattı. Peki, dijital sanat dünyasında kim kazanacak? Sanatçıların geleneksel el emeği mi, yoksa algoritmaların yaratıcı gücü mü?

YAPAY ZEKA SANATININ YÜKSELİŞİ

Son birkaç yıl içinde, yapay zeka tarafından üretilen sanat eserleri giderek daha fazla dikkat çekmeye başladı. 2018’de Paris’te Christie’s müzayedesinde Edmond de Belamy isimli bir Yapay zeka portresinin 432 bin 500 dolara satılması, yapay zekanın sanatta bir dönüm noktası oldu. O günden bu yana, yapay zeka destekli sanat eserleri, çeşitli dijital sanat fuarlarında, müzelerde ve çevrimiçi platformlarda sergilenmeye devam ediyor. Üstelik bu eserler, genellikle yüksek fiyatlara alıcı buluyor.

 

SANATÇILAR VE YAPAY ZEKA: RAKİP Mİ, İŞBİRLİKÇİ Mİ?

Sanatçılar, yapay zekayı bir rakip olarak mı görmeli yoksa bir işbirlikçi olarak mı? Bu soru, sanat dünyasında büyük bir tartışma yaratıyor. Geleneksel sanatçılar, yapay zeka ile yapılan eserlerin “ruhsuz” olduğunu ve insan duygusunun, deneyiminin ve emeğinin yerini alamayacağını savunuyor. Ünlü sanat eleştirmeni Jerry Saltz, “Sanat bir insan eylemidir; algoritmaların sanatla ilişkisi, insanın deneyim ve duygusunun yanında yüzeysel kalır” diyor.

Bununla birlikte, bazı sanatçılar yapay zekayı bir araç olarak kullanarak kendi yaratıcı süreçlerini zenginleştirmeye çalışıyor. Örneğin, sanatçı Mario Klingemann, yapay zeka algoritmalarını kullanarak “çarpıcı ve yenilikçi” eserler üretiyor ve bu eserlerle yeni bir sanatsal dil geliştiriyor. Klingemann’a göre,Yapay zeka sadece bir araç; sanatçının hayal gücünü ve becerilerini destekleyen bir yardımcı.”

DİJİTAL SANAT DÜNYASINDA DEĞİŞEN DEĞER ALGISI

Yapay zeka destekli sanat eserlerinin artışı, sanatın değer algısını da değiştirdi. Geleneksel sanat eserlerinde zaman, emek, beceri ve sanatçının geçmişi önemli faktörlerdir. Ancak yapay zeka sanatında, sanatın yaratım süreci daha çok algoritmanın işleyişine ve veri setlerine bağlıdır. Bu durum, sanatın değerini belirleyen unsurların yeniden tanımlanmasına yol açıyor.

Sanat tarihi profesörü Amy Whitaker, bu konuda şu yorumu yapıyor: “Yapay zekanın sanata girişi, sanatın sahip olması gereken ‘insanlık’ algısını değiştirdi. Ancak, bu aynı zamanda yaratıcı ekonomideki fırsatları da genişletiyor.” Yeni dijital platformlar, sanatçılara yapay zeka destekli eserler üretme ve satış yapma fırsatı sunarak, sanat piyasasını demokratikleştiriyor.

GELECEKTE NE BEKLENİYOR?

Sanatın geleceğinde yapay zekanın rolü ne olacak? Bu soru, şimdilik net bir cevap vermese de, kesin olan bir şey var: Yapay zekanın, sanat dünyasında kalıcı bir etki yaratacak. Belki de gelecekte, sanat eserlerinin bir kısmı tamamen dijital ortamlarda yaratılacak ve NFT’ler gibi dijital varlıklarla desteklenecek. Sanatçılar, yapay zekayı benimseyerek veya ona karşı durarak kendi yol haritalarını belirleyecek.

Ancak her durumda, sanatın özü, insan yaratıcılığı ve duygusu hep var olmaya devam edecek. Teknoloji, sadece bu yaratıcı sürece yeni bir boyut katıyor.

KAZANAN KİM?

Geleneksel sanatçılar ve yapay zeka destekli sanatçılar arasında bir kazanan belirlemek zor. Sanatın değeri, tamamen izleyicinin algısına ve deneyimine bağlıdır. Yapay zekanın sanata entegrasyonu, belki de sanat dünyasında daha önce görülmemiş bir yaratıcılık ve yenilik çağı başlatabilir. Öyleyse soruyu yeniden soralım: Kazanan, sanatın kendisi mi?