İnsanlar yerine hayvanlar tarafından yetiştirildiğimiz bir dünyada, insan kimliğimiz ne kadar korunabilirdi? İnsanı insan yapan nedir? İçgüdüsel davranışlarla dolu bir hayat mı sürerdik, yoksa yine de insan olmanın getirdiği bilinç, düşünce ve duyguları geliştirebilir miydik? Gelin bu soruya yanıt arayalım.
Rochom P’ngieng
Kamboçya’nın derin ormanlarında keşfedilen ilginç bir hikâye. 1980’lerde kaybolan bu küçük kız, yıllar boyunca ormanda yaşamış. Tam 18 yıl sonra bulunan bu kız, maymuna benzeyen tavırlarıyla dikkat çekti. Tam 2 yıl boyunca insan içinde maymun gibi yaşayan bu kız, en sonunda insan hayatına uyum sağlayamayıp tekrar kendini vahşi doğaya attı.
Sasha T.
Ailesi tarafından 2 yaşında terk edilen bu Rus çocuk, yetkililer tarafından bulunduğunda adeta bir keçiden farksızdı. Hiçbir insani yeteneği gerçekleştiremeyen bu çocuk, yatakta uyumak yerine yatağın altına giriyor, yetişkin bir insan gördüğünde hemen korkup kaçıyor ve asla konuşamıyordu.
Oxana Malaya
Bu genç kız, 1991 yılında Ukrayna’da bir köyde bulundu. 5 yaşında alkolik ailesi tarafından terk edilen Oxana, yaklaşık 5 yıl boyunca sokakta köpekler tarafından büyütüldü. Bu süreçte neredeyse tüm insani özelliklerini kaybetti. Dört ayak üstünde yürüyor, yemekleri yemeden önce kokluyor ve zaman zaman köpekler gibi uluyordu.
Bu kişilerin kendilerini insan gibi hissetmemelerinin nedenleri, psikolojik açıdan şöyle açıklanabilir:
Sosyal İzolasyon :
İnsanlar sosyal varlıklar olarak etkileşimle gelişirler. Rochom P’ngieng, Sasha T. ve Oxana Malaya, insanlarla etkileşimden yoksun büyüdükleri için sosyal kimlikleri ve insan davranışları gelişememiştir.
Ayna Nöronlar
Ayna nöronlar, başkalarının davranışlarını gözlemleyerek öğrenmeyi sağlar. Ancak bu kişiler hayvanlarla etkileşimde bulunduklarından, bu nöronlar insanî davranışları destekleyecek şekilde gelişmemiştir.
Kritik Dönem
Dil ve sosyal beceriler, belirli bir yaş aralığında gelişir. Bu çocuklar kritik dönemde uygun uyarılar almadıkları için insanî davranışları öğrenememiş ve kendilerini insan gibi hissetmemişlerdir.
Bağlanma Teorisi
Erken yaşlarda kurulan güvenli bağlanma, sağlıklı sosyal gelişim için kritiktir. Bu çocuklar, insanlarla sağlıklı bağlanma ilişkileri kuramadıkları için toplumdan kopuk bir kimlik geliştirmişlerdir.
Çevresel Şartlanma
Çevreleri bu kişilerin davranışlarını şekillendirmiştir. Sasha T. keçi gibi davranmış, Rochom P’ngieng ise ormanın şartlarına uyum sağlamıştır, bu da insanî davranışlardan uzaklaşmalarına neden olmuştur.
Bu vakalar, insan kimliğinin ve davranışlarının büyük ölçüde sosyal etkileşimle şekillendiğini gösteriyor. Yeterli insanî etkileşim olmadığı için, bu kişiler kendilerini insan gibi hissetmemişlerdir.