Feridun Düzağaç gibi ustaların sesinden dinlediğimiz, sade ve etkileyici diliyle aşkın saf ve yoğun duygusunu şiirlerini okurken iliklerimize kadar hissettiren Özdemir Asaf’ın platonik aşkıdır Lavinia .
Önce şarkının adını aldığı çiçeğin anlamını bir söylemek isterim. Lavinia çiçeği “misk çiçeği” ya da “ölüm çiçeği” olarak bilinen hoş kokulu zarif ve pembe bir çiçektir. Ölüm çiçeği olduğu için “erişilemeyen, ulaşılamayan” manalarında metaforik olarak kullanılır. Lavinia’nın adını aldığı hikaye de çok hüzünlüdür fakat bu bambaşka bir konu, onu da anlatacağım tabi ki.
Bu hikaye Lavinia’nın kelime anlamadın anlayacağınız gibi platonik bir aşk hikayesidir. Arka fona şarkıyı yahut şiiri koyup peçetenizi hazırladıysanız başlıyoruz.
Özdemir Asaf’ın üniversite zamanlarında sadece güzelliğine değil zekasına da hayran olduğu bir aşkı vardır. Asaf’ın tutkulu aşkı Lavinia, Mevhibe Meziyet Beyat’tır. Asaf’ın aşkı gerçekten de karşılıksızdır. Çünkü Mevhibe’nin gönlünde ressam olan hocası Edip Hakkı Köseoğlu vardır. Ama Asaf ne kadar aşık olmuş olsa da bu durum karşısında Mevhibe’ye hiç bir zaman duygularından bahsedememiştir hatta şiirde de ‘adını gizleyeceğim, sen de bilme Lavinia’ yazmıştır. Ona ulaşamamış olmanın verdiği hüzün ve melankoliyle kaleminden, iliklerimize kadar işlemiş o satırlar çıkar.
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim.
Ama gitme Lavinia.
Adını gizleyeceğim,
Sen de bilme Lavinia