1 Haziran 2024

Markanın kendisi sensin!

İnsanlar, markaları çoğunlukla daha fazla para, başarı ve saygınlık kazanmak için tercih ediyorlar değil mi? Mesela bir restoranda yemek yiyeceksiniz ve çok güzel bir araçla restoranın kapısına yanaşıyorsunuz. Tüm gözler üzerinizde, aracın içinden kimin çıkacağını bile bilmiyorsunuz. Aracın güzelliğine dalıp gitmişsiniz. Valeler kapınızı açıyor, çok güzel ilgi ve alaka ile sizi karşılıyorlar. Ne kadar da hoş!

Keza aynı şekilde ilgi ve alaka çok hoşunuza gittiği için aynı restoranda ertesi gün tekrar yemek yemek istiyorsunuz fakat bir önceki gittiğiniz araçta bir problem çıktığı için mecburen aracınızı değiştirip daha sıradan bir araçla restorana gidiyorsunuz. Kapıya yanaşıyorsunuz ve fark ediyorsunuz ki ne bir bakan ne bir karşılayan ne de kapınızı açan birileri var… Nasıl yani ? Daha dün aynı restoranda yemek yediniz. Kendinizi inceliyorsunuz, üstünüzde başınızda hiçbir değişiklik yok, siz aynı sizsiniz. Peki neden böyle davrandılar? Neden bu ön yargı?

Dünya üzerinde 8 milyar insan var ve haliyle bir o kadarda marka var. Bunların bazıları yüksek, bazıları orta, bazıları da, düşük gelirli olarak gruplandırılıyor. Günümüzde pek çok kişi marka kavramını yanlış anlıyor. Marka üzerimizde taşıdığımız bir semboldür. Markalara o kadar ilgi ve alaka var ki, insanlaştırılmış adeta! Basit bir örnek verecek olursak; çok lüks bir mağazada alışveriş yapmaya gittiğinizde insanların sizi ciddiye alması için yüksek fiyatlı saatler , kıyafetler ve ayakkabı markaları giyiyorsunuz bunlarla da kalmıyor daha ciddi ve soğukkanlı oluyorsunuz. Oysaki sıradan bir marka giyseniz oluşabilecek ön yargılardan çekiniyorsunuz hatta sizinle ilgilenilmeyeceğini düşündüğünüz bile oluyordur. Uygun fiyatlı bir mağazaya alışveriş yapmaya gittiğimizde ise ne giydiğimizin ya da nasıl davrandığımızın hiçbir önemi yok. İşte bu da lüks markaların sizinle arasına ördüğü duvar…

Yapılan bir photowork çalışmasında modellere Lüks markalarda soğukkanlı pozların verilmesi istendiği, daha uygun fiyatlı markalarda ise daha sempatik ve güler yüzlü pozların verilmesi istendiği sonucuna varılmış. Aslına bakılırsa markalara nasıl yaklaşacağımızı markanın kendisi belirliyor.

Peki, marka insanı olmak nedir?

Marka insanı olmak ünlü olmak değil veya Influencer olmakta değil. Hatta bir sembol hiç değil. Mesele, bir alanda gerçekten iyi olmak… Kendini bir marka gibi gören ve yöneten insan sayısı çok az.

Aslında markanın kendisi sensin. Sen bir markasın! Hayatındaki her seçim ve davranış ,kendini marka olarak tanımanın bir yoludur. Sen farkında ol ya da olma, yaptığın her haraket ve davranışla bir izlenim bırakıyorsun. Bir insanın şahsiyetinde kafasında ve huyunda olan güzel şeyler en büyük markadan daha değerlidir. Kişinin çok lüks bir araca binmesi ya da çok pahalı bir çanta takmasının bir önemi yok. İçinizden gelen samimi bir gülüş, iyi bir davranış veya kendinize olan öz saygınız bir çok markadan daha kaliteli…

Bence insanlar üzerinde taşıdıkları markalar ile değil, kendi öz benlikleriyle zihinlerde kalmalıdır . Çünkü insanın markası kendisidir.

TAGS: