1928’de antibiyotiklerin hayatımıza girmesiyle birlikte insanlığın o döneme kadar ki bakteri kaynaklı sağlık problemlerinde bir dönüm noktası yaşandı. Zatürre, tüberküloz ve sepsis gibi hastalıklar çok yaygındı ve, penisilin tedavisine uygun hale gelene öldürücü olabiliyorlardı. antibiyotiğin hayatımıza girmesiyle ölümcül olan bu ve benzeri hastalıklar daha güvenli ve daha rutin hale gelerek sayısız hayat kurtaran bir mucizeye dönüştü.
Antibiyotiklere insanlık tarihi açısında baktığımızda mucize diyoruz ama yan etkileri de tartışmasız en az bakteriler kadar tehlikeli. Bir yeri düzeltirken, başka bir yerde veya organda büyük hasarlara sebep verebiliyor. Bilim insanlarının son dönemlerde yaptığı araştırmalar sonucu kanser, diyabet ve enfeksiyon ilaçlarının bazılarının antibiyotiklerle aynı işlevi görerek bakterileri öldürdüğü ortaya çıktı. Uzmanlar bu araştırmaların ışığında antibiyotik kullanmadan vücuttaki bakterileri nasıl yok edebilecekleri üzerine yeni teknikler geliştirmeye başladı.
Dünya genelinde çok sayıda bilim insanı ve doktor ilaca direnç sorunuyla mücadele ediyor. Hangi hücrelerin bakteri üremesine karşı daha dayanıklı veya daha duyarlı hale getirildiğini araştırmak için bakteri genetiği inceleme altına alındı. Bazı kronik rahatsızlıklarda kullanılan ilaçların ve çeşitli bitkilerin antibiyotik olmadıkları halde antibakteriyel özellik taşıdıkları keşfedildi. Bakteriler üzerinde kanser ilaçlarının kanserli hücreleri nasıl hedef aldığını kapsayan çalışmalar ışığında geliştirilen bir genetik tarama tekniği denendi. Bu teknikle bakterilerin konfigürasyonunda hangi belirli genlerin ve bölümlerin bakteriden etkilendiği izlendi. Böylelikle hücrelerde virüsleri yok etmek için gerekli ipuçlarını elde ettiler.
Bilim insanları 200 ilaç ve binlerce mutant bakteri arasından neredeyse 2 milyon mikroorganizma toplanıp analiz edildi. farklı organizmalar arasındaki bilinen benzerlikler ortaya çıkarılıp mutant özelliklerini neye göre aldıkları belirlenerek bir ağ üzerinde yapılandırıldı. bazı hücrelere antibiyotik olmadan antibakteriyel özellikte ilaçlar verildiğinde bu ilaçların hücre duvarında antibiyotiklerden ayrı olarak merkezler oluşturduğu ve dolayısıyla da bakterileri farklı şekillerde öldürdüğü ortaya çıktı.
Öte yandan ilginçtir ki, bazı böcek ilacı gibi kimyasallarda da antibiyotiklere benzer özellikler tespit edildi. Ama o kimyasallar, öldürücü olabildiğinden diğer ilaçlardan daha kötü sonuçlar veriyor.
Uzmanlar yine de her bakteride antibiyotik olmayan antibakteriyel özellikteki ilaçların etkili olamayacağı görüşünde. Çünkü bakteri ve virüsler sürekli bir değişkenlik gösteriyor ve mutant halleri bile mutantlaşabiliyor.