Girişimcilik ezelden beri var olan ve insanoğlunun aklındaki bir fikri, yaşamda gördüğü bir eksikliği iş fırsatına çevirmek ve ticaret yapmak, buradan para kazanmak üzerine oluşmuş bir konsept.
Bugün hala bir kahve dükkanı açarsanız da, aslında bir girişimcisiniz.
Bu yazıda benim bahsetmek istediğim 2000’li yılların başında dünyada ortaya çıkan teknolojik dönüşüm adımları ve sonrasında devrim niteliğinde diyebileceğimiz gelişmeler, kendi içinde bir ekosistem yarattı ve bu ekosistem ‘startup’lar yani yeni nesil girişimler ve yeni nesil girişimcilerin doğmasına yol açtı.
Neden yeni nesil diyoruz; eski nesil girişimcilikten ne farkları var?
Öncelikle bu iyi, güçlü fikirle başlayan bir değer yolculuğu. Bu fikir genelde bir problemi çözmek, girişimcinin yaşamda gördüğü bir ihtiyacı karşılamak, daha da önemlisi belki de hayatımızda hiç olmayan, bizlere yeni alışkanlıklar kazandıran uygulamaların yaratıcı bir yaklaşımla ortaya çıkarıldığı uygulamalar veya ürünlerin girişimciler tarafından ortaya çıkması olarak nitelendirilebilir.
Yeni nesil girişimcilik, startup ekosistemi kendi değer yolculuğu dinamiklerini Amerika Birleşik Devletleri’nde Silikon Vadisi içerisinde son 20 senede oluşturmaya başladı.
Fikirden ürüne, üründen pazara giden yolculuk tüm adımları ve ekosistem paydaşları ile oluştu ve tüm dünyaya aynı model yayıldı.
Bugün bir çok ülkede; ABD, İngiltere, Estonya, Hindistan ve tabii ülkemizde de girişimcilik aynı modelde yapılıyor.
Fikirden, ekibe, ürüne, pazar ve müşteriye doğru olan yolculukta her adım modelleniyor, yatırımla buluşuyor. Kurucular, ekip ve yatırımcılar aynı hayalin peşinde, birlikte bir değer yolculuğuna çıkıyor.
Bu değer yolculuğunun dört ana unsuru vardır.
FİKİR
Bütün bu değer yolculuğu iyi bir iş fikri ile başlıyor. Bu iş fikrinin gerçek bir ihtiyaca karşılık gelmesi, bir problemi çözmesi ya da hayatımıza bir yenilik katması gerekiyor. Bu fikirler zaman zaman konvansiyonel olarak yapılan mevcut işlerin teknoloji kullanılarak dijitalleşmesi (otonom arabalar gibi) bazen de geçmişte hiç hayatımızda olmayan oyunu değiştiren fikirler olabilir. (Dünyada haberleşmeyi değiştiren WhatsApp ya da yeni Kripto Para gibi…)
EKİP
Devamlı karşılaşırız; etrafımızda bir çok insan sürekli iş fikirleri üretir. “Şunu yapsak çok iyi olur, bunu yapsak zengin oluruz.”… İş fikriniz ne kadar iyi olursa olsun, iyi bir ekip kuramazsanız maalesef fikrinizi ticarileştiremez ve onu iyi bir işe dönüştüremezsiniz. En iyi girişimler, en iyi takımları kurabilmiş girişimlerdir.
ÜRÜN
Fikir güzel, ekip kuruldu artık somut bir şey ortaya çıkarma zamanı. İster elle tutulur bir ürün, isterseniz mobil veya web uygulaması; hızlıca en azından demo da olsa bir ürünü pazarla, kullanıcıyla ya da müşteriyle buluşturmak çök önemlidir.
YATIRIM
Tabii ki olmazsa olmazımız; para! Başka yazılarda detaylı deyineceğim ama bu değer yolculuğu ilk aşamadan son aşamasına kadar sürekli yatırım turları ile fon toplama ile ilerleyen bir sistemdir.
Bu yolculuğu ben; 0’dan 1’e, 1’den 10’a ve 10’dan 100’e giden bir değer yolculuğu olarak tanımlıyorum. 0 – 1 burada en erken aşama yani fikir aşaması. Girişimcilerin aslında en çok zorlandıkları alandır. Fikri ispatlamak, melek yatırımcıları ve erken aşama fonları kendi hayaline inandırmak çok zor oluyor. O aşamada elde edilen fonla bir an önce ortaya elle tutulur bir ürün ortaya koymak gerekiyor. Aynı zamanda kurucunun hayallerine ortak olacak takımı oluşturması gerekiyor. Burada fon da az olduğu için, bir çok hedefin kısa zamanda ve paralel bir biçimde başarılması gerekiyor.
Bu başarıldıysa 0 – 1 tamamlanmış demektir. Burada yeni bir yatırım turu ile girişimciler ikinci fonlamayı alıp ikinci aşama yani 1’den 10’a yolculuğa başlıyorlar. Tabii ikinci fonlama, girişimin daha yüksek bir şirket değeri üzerinden yatırım almasına olanak sağlıyor. Bu aşama artık ürünün ve ya uygulamanın pazarla, müşteriyle buluştuğu gerçek dünya. Bu aşama için ‘Dead Valey’ (Ölüm Vadisi) tabiri kullanılır. Bir çok girişimin battığı aşama maalesef burası oluyor. Pazarı doğru analiz edememiş, çözdüğü problemi doğru tespit edememiş girişimler bu vadiyi geçemiyor. O sebeple girişimcilik dünyasındaki en önemli konsept (Product Market Fit) ‘Pazar Ürün’ uyumunun yakalanmasıdır.
Bu aşamada başarılı olursa artık 10’dan 100’e yani Unicorn (milyar dolar ve üzeri değerlemeli girişimler) olamaya doğru olan yolculuk başlamış demektir. Elbette ki hiç kolay bir yolculuk değil. Çok fazla çalışma, kan, ter, gözyaşının bolca olduğu bir süreçtir.
Ama buna değer diyorsanız siz iyi bir girişimcisiniz. Konfor alanını bırakabilmek, hayallerinin peşinden gidebilme cesaretiniz varsa siz iyi bir girişimcisiniz. Burada yolculuktan keyif alabilmek çok önemlidir.
Hayallerinizden bir değer yaratabilmek, ortaya sıfırdan bir şey yaratabilmek ve bunun insanlar tarafından kabul görmesi beğenilmesi çok büyük bir keyif kaynağı oluyor.
Son zamanlarda özellikle Z kuşağı girişimcilikle çok ilgili. Bizim ülkemiz gibi, girişimcilik ruhu yüksek ve kapasitesi yüksek gençlerin olduğu bir ülkede doğru düzenlemeleri yapabilirsek ve özellikle yatırımcı ilgisini arttırabilirsek bizden çok daha küçük ülkelerin bizden çok daha fazla ‘Unicorn’ çıkardığını varsayarsak biz de dünyada bu alanda çok önemli bir oyuncu olabiliriz.
Hayalden değere giden yolculukta dünyayı değiştirebilirsiniz.