Baharda kış uykusundan uyanan doğa, bizlere renk cümbüşü sunuyor. Tüm toplumlar baharın gelişini farklı şekillerde kutluyor. Bizde Bahar Bayramı varken Hintlilerde Holi, Hristiyan toplumlarında ise Paskalya gibi isimlerle farklı eğlenceli etkinliklerle kutlanıyor. Hintllerin Holi’si geldi geçiyor bile; şimdi gündemde Paskalya var. Birbirinden farklı desen ve şekillerde boyanan yumurtaların yarattığı renk cümbüşü ise en az Holi kadar dikkat çekici.
Paskalya, Hristiyanların en önemli günlerinden ve baharın gelişinin olduğu kadar Hz. İsa’nın da dirilişini simgeleyen önemli bayramlardan biri. Özellikle Batı dünyası bu renkli güne oldukça önem veriyor. Tıpkı bizim bayramlarımızda olduğu gibi Paskalya’da da aileler bir araya gelip geleneksel yemekler yiyor, eğlenceli oyunlar oynuyor ve haşlanmış yumurtaları farklı renkler ve desenlerle boyayarak süslüyorlar.
İLK AKLA GELEN YUMURTALAR
Paskalya’da yumurta boyuyorlar dedik ya; yumurta, doğumu simgelediği için bu bayramın olmazsa olmaz en önemli geleneklerinden biri. Yumurtaların renkli olması ise Hz. İsa’nın doğuşuna bir gönderme. Doğumuyla karanlığa sürüklenen insanlığa ışık olan İsa’yı, doğanın tüm renkleriyle anmak ve o coşkuyu yaşamak baharın gelişini kutlamaktan daha da önemli. İsa doğdu; renkler doğdu, ağaçlar, bitkiler rengarenk çiçekler açtı…
7’den 70’e tüm aile bireyleri kendi sevdiği renklerle haşlanan yumurtaları boyadıktan sonra, boyanan yumurtalar genellikle evlerinin bahçelerindeki çimlerin üzerine bırakılır ya da ağaç dallarına asılır. (Amerikan evlerini gözümün önüne getirip, kafamı ofisin camına çevirdiğimde İstanbul’un beton yığını halini görünce içimdeki cız eden şeyi Paskalya yumurtaları dindiremiyor ama neyse!) Evler ve bahçeler yumurtalarla süslendiğinde Paskalya dekorasyonu da tamamlanmış olur.
SEPET SEPET YUMURTA, SAKIN BENİ UNUTMA!
Paskalya geleneklerinden bir diğeri de Paskalya sepetleri. Hani Amerikan filmlerinde görmeye aşina olduğumuz; içlerinde çikolata tavşanların, yumurta şeklinde çeşit çeşit şekerlemelerin, jelibonların, renkli yumurtaların bulunduğu sepetler… Aileler bu özel günde sevdiklerine ve çocuklarına bu sepetten mutlaka hediye ederler. ‘Sepet sepet yumurta, sakın beni unutma’ tekerlemesi buradan mı geldi acaba diye düşünmeden edemedim. Bu arada “O sepetlerden olsa da yesek!” dediğinizi duyar gibiyim sanki 🙂
TAVŞAN KAÇ!
Paskalya’nın bir diğer önemli simgesi ise Paskalya tavşanıdır. Renkli yumurtaları çocuklara Paskalya tavşanının getirdiği düşündürülür. Tıpkı Noel zamanı evlerin bacasından girerek hediye bırakan Noel Baba gibi… Bu gelenek daha çok Amerika ve Avrupa ülkelerinde yaygın. Çocuklar genelde ailelerin bahçelere sakladıkları yumurtaları Paskalya tavşanının getirdiğini düşünerek, arayıp bulurlar. Sadece kendi bahçelerindeki yumurtaları değil, komşularının bahçelerindeki yumurtaları da ararlar. Buldukları yumurtaları da büyük bir sevinç ve coşkuyla toplarlar.
AMENO!
Paskalya’nın dini vurgulayan yanı içinde aileler pazar sabahı geleneksel olarak Paskalya Kilisesi’ne giderek İsa’nın dirilişini kutlarlar. Dualar edip, ilahilerin söylenilip verilen vaazların dinlendiği törenlerde tanrıya şükretmek aynı bizim bayram namazlarına gitmemiz gibi Paskalya gününün olmazsa olmazlarından.
PASKALYA SOFRALARININ OLMAZSA OLMAZI…
Yazının başında dedik ya aileler bu günde bir araya gelip geleneksel yemekler yer diye; işte olayın en iştah açıcı noktası da tam burası! Kiliseden dönen aile bireyleri Paskalya gününe özel hazırlanan yemeklerin olduğu bir sofrada soluğu alır. Sofrada çeşitli et yemekleri, haşlanmış veya fırınlanmış sebzeler, özel tatlılar olmazsa olmaz ama özellikle keçi peyniri, fırınlanmış jambon, havuçlu kek olmazsa o sofra biraz eksik kalır. Çünkü özellikle üçü Paskalya sofralarının olmazsa olmazı…