Geçtiğimiz yıllarda teknolojik gelişmeler hayatımızın içine girmeye başladı. Gün geçtikte de hayatımızın merkezine doğru ilerliyor. Hemen hemen hepimizin kendimize ait bir cep telefonu var. Türkiye’de bulunan hanelerin %98’inde en az bir tane cep telefonu bulunmakta. Ülkemizdeki cep telefonu kullanıcılarının büyük bir çoğunluğu ise 18-50 yaş aralığında.
Peki cep telefonlarımızla ne yapıyoruz? Temelinde iletişimi kolaylaştırmak amacıyla üretilen cep telefonları, günümüzde pek çok fonksiyon içeriyor. Banka işlemlerinden alışverişe, rezervasyon yaptırmaktan yol bulmaya, sevdiğimiz kişiye ‘seni seviyorum’ demekten ayrılmaya kadar en ufak işlerimizi bile cep telefonlarımızla hallediyoruz. Bir yandan çalışmalarımızı cep telefonuyla tamamlarken bir yandan da herkese gösterdiğimiz fotoğraflarımızla hayatımızı yine cep telefonumuzla paylaşıyoruz. Bunların yanı sıra, araba kullanırken, arkadaşlarımızla buluştuğumuzda, yatakta veya duşta bile cep telefonlarımızı bırakmakta zorlanıyoruz. Bu küçük aletler nesne olmaktan çıkıp ‘en iyi arkadaşımız’ haline gelmiş durumda.
Cep telefonunuzdan 10 dakika ayrı durmayı deneyin. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Kaygılı, korkmuş, üzgün ve eksik mi? Yoksa huzurlu ve rahatlamış mı? Eğer ki kendinizi kaygılı hissediyorsanız, nomofobik olabilirsiniz. İngilizce nomophobia (no-mobile-phobia) kelimesinden dilimize geçen nomofobi, cep telefonuna ulaşılamayan veya kullanılamayan durumlarda yaşanılan akıl dışı korku anlamına geliyor. Nomofobi ilk olarak İngiltere’de yapılan bir araştırma sonucunda ortaya çıkmıştır. Bu çalışmaya katılanların %53’ü cep telefonlarını kaybettiklerinde, cep telefonları çekmediğinde veya bataryaları bittiğinde kendilerini kaygılı hissettiklerini bildirmişlerdir. Ülkemizde yapılan bir çalışmada da üniversite öğrencilerinin %54’ünün, çalışanların ise %47’sinin nomofobik olduğu bulunmuştur.
Nomofobik olabileceğinizi düşünüyorsanız, aklınızdan şu an ,‘Nomofobik olduğumu nasıl anlayabilirim?’ sorusu geçiyor olabilir. Nomofobinin en temel belirtileri şunlardır…
• Telefonu bir yerlerde unutma veya telefonun bozulmasına dair aşırı korku hissetme,
• Telefonun yanında olduğunu sürekli kontrol etme,
• Telefonu yanında olmadığında/ ona ulaşamadığında kalp çarpıntısı, nefes zorluğu, mide ağrısı yaşama,
• Sürekli mesaj veya gelen arama olup olmadığını kontrol etme,
• Telefonun çekmediği yerlerde endişeli ve gergin olma,
• Telefonunun 24 saat açık olmasını isteme,
• Telefonun bataryası azalınca gergin olma, batarya bitince çaresiz hissetme,
• Yatağa cep telefonu ile girme.
Nomofobi’nin belirtilerinin yanı sıra bazı boyun ağrısı veya göz yanması gibi fiziksel ve depresyon, yaşam kalitesinde düşüş, fiziksel ve sosyal aktivitelerin azalması gibi psikolojik olumsuz durumlar da görülmekte. Nomofobi’nin ciddi bir sonucu ise yalnızlık hissi. Cep telefonlarını günlük işlerimizi yapmak kadar sosyal bağlantılar için de kullanıyoruz. Aktif olarak kullandığımız sosyal medya kanalları bize bir “psikolojik komşuluk” sunuyor. Çevremizdeki kişilerin doğum günlerini, başarılarını, üzüntülerini sosyal medyadan takip ediyor ve sosyal medya üzerinden sevinçlerini veya üzüntülerini paylaşıyoruz. Bu durum o kadar normal hale geliyor ki, telefonumuz kullanım dışı olduğunda sosyalleşmek yerine telefonumuzun telafisini nasıl yapacağımız hakkında endişeleniyoruz. Bu durum da uzun vadede sosyal çevrelerimizden kopup sanal çevremize odaklanmamıza neden oluyor ve gittikçe yalnızlaşıyoruz.
NOMOFOBİDEN UZAKLAŞMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
• Yatağa cep telefonunuzla girmeyin, yatmadan önce cep telefonunuzu ulaşamayacağınız uzaklığa koyun ve tamamen sessize alın.
• Telefon kullandığınız süreyle sosyalleşme süreniz arasında denge kurun. Telefonda geçirdiğiniz her saat için bir saat boyunca çevrenizdekilerle yüz yüze zaman geçirin.
• Arkadaşlarınızla buluştuğunuzda telefonunuzu masanın üstüne koymayın. Tamamen sessize alın ve çantanızda / cebinizde tutun.
• Arkadaşlarınızla ya da sevgilinizleyken her bir saatte en fazla 5 dakikalık telefona bakma süresiyle ilgili ortak bir anlaşmaya varın ve buna uyun. Bu süre dışında telefonunuza bakmamaya özen gösterin.
• “Teknoloji detoksu” yapın. Her gün en az 1 saatinizi telefonunuzdan uzakta geçirmeye çalışın. Çevrenizde olup biten şeylere odaklanın.
• Sosyal medya uygulamalarının bildirimlerini kapatın ve bu uygulamaları tek bir klasör altında toplayın, böylece telefon ekranına her baktığınızda sosyal medyayı kontrol etmeniz azalacaktır.
Teknolojik gelişmelerin hayatımızı oldukça kolaylaştırdığı yadsınamaz bir gerçek, ancak unutmamalıyız ki teknoloji bizim kontrolümüz altında bize hizmet etmeli, biz onun kontrolü altına girmemeliyiz. Nomofobik olabileceğinizi düşünüyorsanız, şimdi kontrolü ele almanızın zamanı!