Bir annenin en derin korkularından biri, çocuğunun hayatını tehlikeye atacak bir hata yapmasıdır. Ancak bu korku, çocuğunun başkasının hayatına mal olacak bir eylemde bulunmasıyla katbekat artar. 16 yaşında bir genç, arkadaşlarının da teşvikiyle bir araba kaçırıyor ve bu eylemi, telafisi mümkün olmayan bir sonuçla noktalıyor: Masum bir insanın ölümü.
Bu trajik olay, yalnızca bir gencin hayatını değil, aynı zamanda bir aileyi, bir çocuğu ve toplumu derinden etkileyen bir dizi olayın başlangıcı oluyor. Ölen adamın geride bıraktığı 1 yaşındaki çocuğu, artık babasız büyüyecek. Bu, tek bir anın, bir kararın, nasıl çok sayıda hayatı derinden etkileyebileceğinin ne yazık ki acı bir hatırlatıcısı…
Bu olayın bir annenin perspektifinden ele alınması, olayın psikolojik ve sosyolojik boyutlarını daha da karmaşık hale getiriyor. Annelik içgüdüsü, çocuğunu koruma ve kollama arzusunu en ön planda tutar. Ancak, bu durumda, doğru olan ne? Çocuğunu yaptığı hatadan dolayı yüzleşmeye teşvik etmek mi, yoksa onu korumak adına hatalı bir kararla daha büyük bir sorumluluktan kaçırmak mı?
Bu olay, toplumun adalet, sorumluluk ve merhamet kavramlarıyla olan karmaşık ilişkisini de gözler önüne seriyor. Bir yandan, bir gencin hayatını bir hatanın gölgesinde mahvetmenin adaletsizliğini düşünebiliriz. Diğer yandan, bir ailenin parçalanması ve bir çocuğun babasız büyüme trajedisi, adaletin herkes için nasıl sağlanacağı sorusunu akıllara getiriyor.
Sosyolojik açıdan bakıldığında, bu tür olaylar toplumun değer yargılarını, hukuk sistemine olan güvenini ve toplumsal dayanışmayı sınar. Toplum olarak, gençlerimizi sorumluluk sahibi bireyler olarak yetiştirme, hatalarından ders almayı öğretme ve yaptıklarının sonuçlarıyla yüzleşmeye teşvik etme konusunda üzerimize düşen görev nedir?
Bu soruların en doğru cevaplarını sanırım uzmanlara bırakmak en doğrusu olacak. O nedenle Prof. Dr. Arif Verimli, Uzman Psikolog Betül Çelik ve Avukat Yağmur Coşan Özer ile konuştum.
Toplumu derinden etkileyen olayı öyle güzel yorumlamışsınız ki yüreğinize kaleminize sağlık
Sadece Anne olarak değil , ebeveyn gözü ilerde irdelemek lazım. Bu olayda babanın duruşu ve ayrıca olumsuz katkısıda göz ardı edilemez. Kalemine sağlık
Eda hanım,
Gündemde olan ve tüm anneleri derinden düşündüren bir konuyu tüm yönleri ile toparlayarak biz okuyuculara sunmuşsunuz, yüreğinize-kaleminize sağlık 🙏🙏