Tarihler 1914 yılını gösterdiğinde, Avrupa’daki çalkantılı süreç yerini savaşa bıraktı. Avrupalı devletler İttifak ve İtilaf devletleri olarak ikiye ayrılmış, Osmanlı Devleti’ni de kaosun içerisine sürüklenmesini sağladılar. Osmanlı’nın 1911-1912 yıllarında Balkanlar’da kaybettiği toprakların yarası yeni yeni sarılmaya başlarken, üç kıtaya yayılan toprakların idaresi zorlaşmaya başladı.
Osmanlı Devleti 1914 yılında 1. Dünya Savaşı’na katıldığında tek bir cephede değil, Kafkasya, Suriye-Filistin, Irak, Yemen, İran ve Çanakkale cephelerinde vatan müdafaası veriyordu. Birçok cephede yenilgi alan Osmanlı kuvvetleri, başkent İstanbul’un işgalini durdurmak için kritik bir öneme sahip olan Çanakkale boğazına birliklerini yerleştirmiş, Anadolu’nun dört bir yanından vatan savunması için gelen halkla birlikte, İngiliz ve Fransız kuvvetlerini durdurmayı başarmıştı.
Tarihin en kanlı çarpışmalarından birisi Çanakkale’de yaşanırken, ‘Önce Vatan’ diyerek cepheye koşan İstanbul’un birçok genç delikanlısı da vardı. Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın kurucu futbolcuları…
“BİZ 11 ARKADAŞIZ…”
1903 yılında jimnastik takımı olarak kurulan ve Türkiye’nin ilk spor kulübü unvanına sahip olan Beşiktaş, Ahmet Şerafettin Bey namı diğer Şeref Bey öncülüğünde futbol şubesini açarak spor faaliyetlerine devam ediyorlardı.
Beşiktaş semtinin gençlerini tek bir çatı altında toplayan Şeref Bey, Resul, Rıdvan, Doktor Sabri, Doktor Mehmet, Sadi, Doktor Ali, Fahri, Behzat ve Asım ile futbol şubesini kurarken, takımın son üyesi ise ‘şair’ lakaplı kaptan Kazım’dı.
1914’te 1. Dünya Savaşı’na giren Osmanlı’nın her cephede askere ihtiyacı vardı. Tüm oyuncuları farklı cephelere gönüllü olarak savaşmaya giden Beşiktaş’ta, Asım, Rıdvan ve Kazım Çanakkale’de vatan savunmasına katıldılar.
Bir destan yazılan Çanakkale’de Asım ve Rıdvan, şehit oldular. İlk Beşiktaş Futbol Takımı’nda bir diğer şehit haberi, Asım ve Rıdvan’la birlikte Çanakkale’de çarpışan Şair Kazım’dan geldi. Çanakkale’ye savaşmak için giden 3 arkadaş bir daha İstanbul’a geri dönemedi.
Şair olan kaptan Kazım’ın üzerinden ise bir not çıktı.: “Biz 11 arkadaşız, lakin arkamız daha var…” Kaptan Kazım’ın 11 mısralık şiiri Beşiktaş’a miras kaldı.
Diğer cephelerde Sadi, Behzat, Doktor Ali, Doktor Mehmet ve Doktor Sabri’nin de şehit haberleri İstanbul’a gelmişti.
“HAKİKİ İDMANDA ZAFER DAİMA BİZDE…”
Galatasaray’ın mütevazılığı ve gülen yüzüyle bilinen, Ali Sami Yen’den sonra takımın ikinci kaptanı Hasnun Galip, hem Sarı-Kırmızılı taraftarlar, hem de Fenerbahçeli taraftarlar tarafından sevilen ve saygı gören biriydi.
Yavuz ve Midilli donanmasıyla İstanbul’a gelen Alman mürettebatıyla maç yapan Galatasaray, sahadan 3-0 galip ayrılmış, gollerden birini de Hasnun Galip atmıştı. Hasnun Galip’in attığı bu gol Çanakkale cephesinde dilden dile dolaşacaktı.
Çanakkale’de vatan savunmasının çetinleştiğini duyan Hasnun Galip, gönüllü olarak cepheye adını yazdırır. Hasnun, mülazım-ı sani rütbesiyle Çanakkale’deki 5’inci Ordu’ya gönderilir.
Galip’in Galatasaray futbolcusu olduğu öğrenilince cephede bir futbol muhabbeti alır götürür. Almanlara gol atan genç olarak bilinince cephede popülerliği de artar.
Hasnun Galip, Çanakkale’de 21. Alay, 2’nci Tabur, 7’nci Bölük takım kumandanıydı. Galip’in bölüğü, Fransızların 21 Haziran 1915’te Kerevizdere’de başlattıkları saldırıyı karşılayan birlikti. Galip bu çetin muharebede Kemalbey Tepe’yi savunurken şehit düştü.
Hasnun Galip’in takım kaptanı Ali Sami Yen’e 2 mektup yazdığı biliniyordu. Bu mektupların ikincisinde, Çanakkale cephesinde yaşadıkların bile hakiki idman olarak değerlendirirken, “Zafer inşallah bizim taraftadır. Burada yaptığımız hakiki idmanda zafer daima bizde, orada da daima Galatasaray’da olmasını arzu ediyorum.” diyerek bir an bile Galatasaray’ı aklından çıkarmıyordu.
Galatasaray’da Kürt Celal, Kaleci Hamdi, Neşet, Refik Ata, Mehmet Ali, Hasip, Cemil ve Nazmi de Çanakkale’ye gönüllü olarak gidip bir daha İstanbul’a dönemeyenlerdendi. Tıpkı Hasnun Galip gibi…
Fenerbahçe’den ise Çanakkale cephesinde Zeki, Hüsnü, Neşet’in şehit haberi İstanbul’a gelenler arasındaydı. Aynı zamanda birçok futbolcusu Çanakkale’de savaşmış, birçoğu gazi olmuştur.
Onlar ardında bıraktıkları armayla, kalbindeki vatan sevgisiyle, sevdiklerinin anılarıyla bu vatan için şehit olan binlercesini rahmet ve saygıyla anıyoruz…