Her şey bir kadının aniden dans etmeye başlamasıyla başladı. Başlangıçta bu davranış, sıradan bir çılgınlık gibi görünse de, hızla kontrolden çıktı ve kısa süre içinde başka insanlar da bu garip dansa katılmaya başladı. Dans edenlerin sayısı hızla arttı ve bu tuhaf gösteri, sokakları, meydanları ve kilise avlularını doldurdu. Yüzlerce kişi, kendilerini dans ederken buldu, sanki büyülenmiş gibiydiler.
Yerel yetkililer, bu trajediyi durdurmak için hemen harekete geçti. Dans edenlerin enerjilerini tüketmelerine yardımcı olmak amacıyla müzisyenler getirildi, ancak bu çözüm oldukça trajik sonuçlar doğurdu. Dans edenler yorgunluktan bayılmaya başladı, bazıları kalp krizi veya inme sonucu hayatını kaybetti. Dansın süregeldiği bir ay boyunca, Strasbourg halkı adeta bir kâbusun içinde yaşadı.
Dansın durmasıyla birlikte bu garip olay, yerini pek çok soru işaretine bıraktı. Olayın nedeni hakkında çeşitli teoriler ortaya atıldı. En yaygın kabul gören açıklamalardan biri, ergot mantarının neden olduğu halüsinasyonlardır. Ergot, genellikle buğday gibi tahıllarda bulunan ve hallüsinasyonlara yol açabilen bir mantardır. Bu teoriye göre, dans edenler bu mantarın etkisi altındaydılar ve bu da toplu bir psikoza neden oldu. Ancak, bu açıklama yeterince kesinlik taşımadığından, 1518 Strasbourg Dans Salgını hala bir gizem olarak kalmaktadır.
Strasbourg’daki bu trajedi, Orta Çağ’ın en tuhaf ve en karanlık olaylarından biri olarak tarihteki yerini koruyor. İnsanların neden ve nasıl böyle bir davranış içine girdikleri, bu gizemli olayın çözülmemiş kalmış sorularından sadece biridir. Her ne kadar tarihçiler ve bilim insanları bu konuda farklı açıklamalar geliştirmiş olsa da, Strasbourg’daki bu dans salgını, tarihin karanlık köşelerindeki sırları araştıranlar için daima bir muamma olarak kalacaktır.