Tam 86 yıl önce bugün, soğuk bir Kasım sabahı… Sokaklarda kalabalık bir hareketlilik yerine, hüzünlü bir sessizlik hâkimdi. Duyulan tek ses, camlardan taşan radyo anonsu: “Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü kaybettik!” Herkes anında donup kalmıştı. İnsanlar, gözyaşlarını sessizliğe karıştırarak adeta zamanın durduğu o anın içinde kayboldu…
O gün, İstanbul’dan Ankara’ya kadar tüm şehirlerde bir yas havası, duman gibi şehirlerimizin üzerine çökmüştü. Esnaflar tezgâhlarını kapatıp dükkânlarının önünde toplanmış, gözleri dolu dolu birbirlerine sarılıyorlardı. O gün sadece büyükler değil, çocuklar bile durumun ağırlığını hissetmişti. Gençler, yaşlılar, kadınlar, erkekler… Herkesin yüzünde tarifsiz bir hüzün vardı…
Her 10 Kasım’da, onun idealleriyle yetişmiş nesiller, derin bir özlem, minnet ve sevgiyle saygı duruşunda bulunuyor; kalplerinde onun “En büyük eserim” dediği Cumhuriyet’i koruma kararlılığını taşıyor. Bugün sadece Mustafa Kemal Atatürk’ü değil, onunla bir milleti dirilten o eşsiz ruhu da anıyoruz.
Atatürk’ün, “Benim naçiz bedenim elbet bir gün toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” sözleriyle bize bıraktığı mirası her daim yaşatacağız.
Bugün bir ulusun kalbinde daima yaşayacak olan önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü sonsuz bir minnetle anıyoruz…